Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yasak Zevkler Kitabı

Federico Andahazi

En Eski Yasak Zevkler Kitabı Sözleri ve Alıntıları

En Eski Yasak Zevkler Kitabı sözleri ve alıntılarını, en eski Yasak Zevkler Kitabı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir manastırın rahibeleriyle orji yapma fantezisi kurmayan erkek var mıdır acaba?
"Güvene dayalı ortak bir uzlaşıdan, bir anlaşmadan başka bir şey olmayan para, anlam itibarıyla zaten sahte bir şey: Gerçek para iyi niyetİn bir sahteciliği; sahte para kötü niye­tin bir sahteciliği. Değer paranın kendisinden değil insanın niyetinden kaynaklanıyor. Malların fiyatını kim belirleyebi­lir? Bir somun ekmekle küçücük bir madeni yuvarlak arasın­da hangi doğal denklik ilişkisi var? Şayet bir gün dünyadaki bütün buğday biterse, kimsenin aklına altın paraları mideye indirmek gelmeyecektir. Çok susayan bir prens tüm servetini bir küp vaha suyuyla değiş tokuş etmekte tereddüt etmeye­cektir. Ama şu da var ki, eğer o son su ise kimse bu teklifi ka­bul etmeyecektir. Ne su, ne hava, ne toprak, ne yuva, ne ek­mek, ne de balıkların sahtesi yapılabilir. Sadece kendisi za­ten bir sahtecilik ürünü olan bir şeyin sahtesi yapılabilir, ya­ni kendi başına bir işe yaramayan ya da kendi başına bir de­ğer teşkil etmeyen bir şeyin."
Sayfa 38
Laiklere verilmeyen ayrıcalık ^_^
O güne dek el yazmalannı kopyalama ayrıcalı­ğına sahip olanlar sadece din adamlanydı. Kilise bu işin baş­ka ellere doğru yayılmasına iyi gözle bakmıyordu. Ruhban sı­nıfı, kutsal kitapların kutsal mekanlarda kopyalanması gerektiğini, din dışı kitaplarınsa, tıpkı ölümlülerin ilk günahtan ve sonra işleyeceklerinden bağışlanabilmeleri için vaftiz edil­mek zorunda olmaları gibi, din adamları tarafından kutsan­masının zorunlu olduğunu savunuyordu. Ayrıca laiklerin her­hangi bir sözcüğün yerine çaktırmadan başka bir tane koya­rak İncil'in anlamını değiştirmelerinden korkuyorlardı, zira bu ayrıcalık asırlardan beri onlara aitti.
Sayfa 52
Ruhbanlara kafa tutmak, yüreğe bak :)
Koster, Katedrale papaz yardımcısı olarak girmesinin ardından ne kadar önemsiz görünürse görünsün her işi büyük bir sorum­luluk duygusuyla yapmıştı. Oradaki ilk işi mum üreticiliğiydi. (..) Mum kalıpları çıkarmak için kil, farklı imgelerin biçimlerini yakalamak içinse balmumu kullanıyor­du. Daha sonra, sıradan insanlar ve onların gündelik işleriyle haşır neşir olmadan insan ruhunu asla tanıyamayacağına inandığı için cüppesini çıkarmaya ve çok çeşitli dünyevi işler­le meşgul olmaya karar verdi:Günlük ekmeğini kazanmak için tarım işçisi olarak çalıştı ve ağır çalışma koşullarını köy­lülerle paylaştı; alt tabaka bir tavernada meyhanecilik yaptı ve suçluların ruhunu, dertlerini alkolde boğma gereksinimi duyanların zayıf kişiliklerini, uyuyamayanların çaresizlikleri­ni, suçluların hizmetini satın alan ve zayıf kişiliklerle çaresiz­lerden menfaat sağlayan kudretlilerin yolsuzluklarını tanıdı. (..) Ne zaman ki elleri sert, yanık ve güçlü oldu, ne zaman ki ruhu ihtiyacı, acıyı ve alt tabakanın çoğunun mustarip olduğu mer­hametsizliği tanıdı, ancak o zaman, olmayı hiç bırakmadığı rahip görüntüsüne bürünmek için cüppesini yeniden giymeye karar verdi. Laurens Koster yeniden katedrale döndüğünde, İncil'den farklı pasajların tasvirlerini levhalara basarak, Kutsal Söz'ü okuma bilmeyenler arasında yaymaya adadı kendini.
Sayfa 87 - Koster, Gutenberg'ten önce matbaayı icat ettiği iddia edilen kişi
Orta Çağ Hollanda'sı .. 21.yy'da biz!?!?????!?
Ancak bu binaların en tuhaf tarafı mimarileri değil, içlerinde oturanlardı: Bunlar sadece kadınların yaşadığı gerçek birer iç kaleydi. Manastırlardan farkı, Hofje adındaki bu yerlerde ra­hibelerin yaşamaması ve hiyerarşik bir düzenin bulunmamasıydı; ne çok sert bir kilise disiplini hüküm sürüyordu ne de başlarında taviz vermez bir başrahibe bulunuyordu. Kadın­lar genellikle dindar ama laik kişilerdi ve düzen, manastırla­ra özgü olanlardan ziyade laik ilkelere uygun bir biçimde işli­yordu. İlk kez on üçüncü yüzyılda Belçika'nın Liege şehrinde ortaya çıkan ve kurucusu Lambert le Begue'in isminden ötü­rü Beginaj adı verilen bu yapılar çok hızlı bir biçimde bütün Hollanda'ya yayıldılar. Ama başka hiçbir şehirde Haar­lem'deki kadar çok yoktu. Bu şehir içinde şehirler ilk başta, her ne sebeple olursa olsun evsiz ya da kimsesiz kalmış yok­sul ya da dul kadınların sığındığı ya da sadece bir meslek öğrenmek isteyen ya da manastırlardaki kısıtlamalara mah­rum kalmadan tinsel bir yaşam sürmek isteyen kadınların katıldığı yerler olarak ortaya çıktılar.
Sayfa 96 - Hofje'ler
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.