Birçok filozofun; birçok eserini, yazısını yahut makalesini okudum. Fakat hiçbir filozofun dili bana Schopenhauer kadar samimi, tırnaksız ve doğrudan bir anlatıma sahip gelmemişti. Hayata dair bakış açımı bulduğum bu kitabı hayatımın belki de en zorlu dönemlerinde okumuştum. Bu sebeple midir bilemiyorum fakat okuduğum binlerce kitap içerisinde beni en çok etkileyen, düşüncelerimin karşılığını bu kadar net ve kusursuz bir üslûpla bulduğum eser benim için adeta bir rönesans anlamı taşıyordu. Düşündüğünüz yahut bir şekilde anlam yüklediğiniz şeylerin onlarca yıl öncesinde yaşamış bir filozofun kaleminde görmenin hazzı tarif edilemez. İlginç bir şekilde okurken yer yer gözlerimin dolduğu yer yer gülümsediğim bir eserdi. O, Kant'ın halefi Nietzsche'nin selefi idi belki fakat benim hayatımın da üstadı oldu. Hayata ve insanlara dair söylediklerine noktası noktasına katıldığım yegâne insandı belki de. Söz konusu eseri mutlaka Alfa Yayınlarından okumanızı tavsiye ederim. Çevirmen hanımefendi çok başarılı bir şekilde dilimize tercümesini yapmış, kendisine de şükranlarımı sunarım.
