Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yaşayanlara Çağrı

Roger Garaudy

Yaşayanlara Çağrı Gönderileri

Yaşayanlara Çağrı kitaplarını, Yaşayanlara Çağrı sözleri ve alıntılarını, Yaşayanlara Çağrı yazarlarını, Yaşayanlara Çağrı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Başka Türlü Nasıl Yaşamalı?
"Yoksulluğu doğuran bir zenginlik ekonomisine karşı, kısır bir politika, acınacak bir aşk, zavallı bir sanat, kuru bir bilim, özü gitmiş bir dinden oluşmuş bu yaşantıya karşı, daha zengin bir hayat tarzı yaratmayı deneyelim?"
Sayfa 32 - pınar yayınları, dördüncü basım: ekim 2005Kitabı okuyor
Kelimeler bu kültürün çözülüşünü yansıtıyor. Nitekim bundan böyle barışın adı terör dengesi', halklara ihanet milli güvenlik, kurumsal şiddet 'düzen', cangıl rekabeti ise 'liberalizm' olmuştur. Bütün bu gerilemelerin geneline ise 'ilerleme' adı veriliyor.
Reklam
Siz bu kitabı okumayın; çünkü reklâmlar, çamaşır tozundan, arabaya varıncaya kadar dek, arzu ettiğiniz her bir şeyi size söyleyecektir.
Özel kesimde sekreterlik, daktilo memurluğu, mağaza tezgâhtarlığı hep onlarda; peki, yönetim kurullarında kaç kadın var?
"İman, gücünü yitirdiği, bozulduğu zaman, ortalık hurafe ve putperestliklerden geçilmez olur."
Kapitalizme baktığımızda, O, Fransa'nın Cezayir'de, A.B.D'nin Vietnam'da giriştiği savaşı, eski kölecilikleri yeni kılıflar altında uygulayan sözde "liberalizm"in yalanını kanlı bir biçimde gözler önüne seriyordu.
Reklam
Tarih önemli bir sorunu daha ortaya koyuyordu; insanın kendi dışındaki her şeye direnmesi sorunu.
Sayfa 29
Kadın hakları hareketinde de benzer bir olay meydana geldi: Başlangıçta, haklı ve yerinde olan erkeklerle "eşitlik" sorunu, erkek efendinin modeli "benimsendiği" için ter yüz oldu. Erkekle eşit olmak, o zaman, aynı sosyal sitemin içinde ona benzer olmak anlamında alındı. Bu konuda da kadın hakları hareketinin ilk yöneticileri, erkek kadrolarının eğitim ve kültürleriyle yetiştirilmiş ve "biçimlendirilmiş" kadın aydınlar olduklarından, haklı olan eşitlik isteğini, çoğu defa sistemle bütünleşmekle karıştırıyorlardı.
Suriye'den Mısır'a, Cezayir'den Fas'a kadar bütün sömürgeleştirilmiş Müslüman ülkelerde "milliyetçilik" sömürgeci Avrupa'dan gelme bir icattı. Milliyetçilik sömürgeleştirilmişliği bir reddedişti, İslamiyet ise her yerde onun ruhuydu. İslamiyet herkesin gözünde sömürgeci tarzda yaşanmayan şeylerin saflığına sahipti. Sömürgeciliğin yaşama, egemen olma ve sömürge tarzlarına karşı kullanılan her türlü kendi hüviyetini muhafaza etme iradesinin özünde yatan İslâmdı. Böylece savunulan şey kelimenin Avrupalı anlamında bir "millet" değil çok daha geniş bir topluluktur. Sömürgeciliğin zorla dışarıdan kabul ettirdiği sınırlarla hiçbir ilgisi olmayan bir inanç bir kültür ve bir yaşayış düzeni olan müslüman "ümmet"idir."
Sayfa 333 - Pınar YayınlarıKitabı okudu
Kendisine "dünyanın kime ait olduğunu" sorduğumuz bir Afrikalı dost bana şöyle cevap verdi: "Dünya, bazı üyeleri çoktan ölmüş, kimileri yaşamakta, kimileri de henüz doğmamış olan büyük bir aileye aittir."
Sayfa 295 - Pınar YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yenilemez enerjinin tükenmesiyle, insan soyundan genetik geleceğini tehdit eden nükleer kirlilikte, dünyanın sonunu getirecek ölçülerde kaza tehlikeleriyle teknokratların bir totalitarizmin veya Andre Gorz'un dediği gibi "elektrofaşizm"in yol açacağı siyasi kirlenmeyle, nükleer tercih ile çocuklarımıza yaşanmaz bir dünya bırakacağız. Şurası apaçık bir gerçektir ki: Nükleer enerjiyi seçmek, torunlarımızı bile bile öldürmektir.
Sayfa 295 - Pınar YayınlarıKitabı okudu
3 dünyanın bilgelikleriyle peygamberlikleri bize göstermiştir ki: İnsan ancak ferdiyetini aşan bir gücün sürekli olarak kendinde bulunduğunun bilincine vardığı zaman tam olarak insan olur;
Sayfa 274 - Pınar YayınlarıKitabı okudu
Din, insanın dünyayı değiştirmeye katılmaksızın kendi kendisini değiştiremeyeceğini unuttuğu veya bilmediği zaman ruhsuz ibadetler ve boş efsaneler haline gelir. Çünkü bu eylem, onu bu değiştirme işine katılan başka insana açılmaya zorlar. Onu, mayasını imanından alan aynı eylemin sebep olduğu hiç görülmedik direnişlerini yeniliğe kucak açmaya iteler.
Sayfa 260 - Pınar YayınlarıKitabı okudu
Namaz, imanlı insanı bu evrensel ibadetle bütünleştirir. Yüzü Mekke'ye dönük, bu ibadeti yerine getirirken, dünyanın bütün müslümanları ve Mihrabı Kabe'yi gösteren bütün camiler, böylece iç içe çemberler halinde, kalplerin merkezlerine doğru bu büyük çekimle bütünleşirler. Namaza durmadan önce alınan abdest, insanın ilk tertemizliğine dönüşünü simgeleştirilir; insanoğlu Allah'ın suretini donuklaştıran her şeyi kendinden atarak, onun kusursuz bir aynası haline gelir.
Sayfa 227 - Pınar YayınlarıKitabı okudu
157 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.