Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Objektif 6

Yazarlar, Sanatçılar, Meşhurlar

Peyami Safa

Yazarlar, Sanatçılar, Meşhurlar Sözleri ve Alıntıları

Yazarlar, Sanatçılar, Meşhurlar sözleri ve alıntılarını, Yazarlar, Sanatçılar, Meşhurlar kitap alıntılarını, Yazarlar, Sanatçılar, Meşhurlar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
'Her şeyi maddede arayanların akılları gözlerindedir'
Tekâmülü (Gelişimi, evrimi) sadece bir mekanizme irca edenler (Bir düzeneğe indirgeyenler) , tek bir hücrenin bile niçin insan eliyle, hattâ nazarî (Teorik) olarak yaratılamadığı sorgusu önünde apışıp kalıyorlardı.
Sayfa 45
Peyami Safa'nın kaleminden Nazım Hikmet
Nazım Hikmet şimdi hapislerde çürümüyor. Macaristan'da ve Rusya'da, azgın domuz gibi, Türk'ün mezarını kazmaya uğraşan sinsi propagandayı idare ediyor. Türkiye'de, Nazım Hikmet de dahil Marxist yoktur. Hiçbir yabancı dili iyi bilmeyen Nazım Hikmet lirik ve hayalci bir komünistti. Marksizm'in felsefe ve iktisadi temellerinden, yüz seneden beri uğradığı tenkitlerden haberi yoktu. Cahit Rusya'ya gidemedi. Nazım Hikmet'in bir Kremlin casusu olduğunu anlamasına da ömrü vefa etmedi.
Sayfa 172
Reklam
Ah! Monşer Siz bir de iki binli yılları görseydiniz...
'Milli terbiyemiz ne kadar bozuldu' diye başlayan bir konferans verecek değilim, fakat milli terbiyemiz gerçekten ne kadar bozuldu!
Sayfa 168
Peyami Safa, Akşemseddin hazretlerinin torunuymuş!
Bir gün, evimde, tanınmış bir tarihçimiz ailemizin şeceresini gösteren vesikayı gözden geçiriyordu: -Yahu! Dedi, hazret, sen Akşemseddin'in torunu musun? Gülümseyerek: -Evet! Dedim.
Milliyet, 30 Mayıs 1956
Ben de hiç hazzetmem böylesinden
Avrupa'da aralarında samimilik olmayan insanlardan birinin ötekine senli benli hitap etmesi hakaret derecesinde terbiyesizliktir.
Sayfa 166
İnkar edenler, bölük bölük cehenneme sürülür. (Zümer sûresi , 71)
Nurullah Ataç dinsiz olduğunu, Allah'a inanmadığını Cumhuriyet'in bir anketine verdiği cevapta ilân etmiştir. Herkes bilir ki bu mevzuda pervâsızdı ve din uluları için saygılı konuşmazdı.
Reklam
Şiirlerini yollayan, Cahit Sıtkı Tarancı
Daha evvel aynı şiirlerini bir mektupla Nurullah Ataç beye yollamış. Arkadaşımız ona 'Şiirde hiçbir istidadı (Yeteneği, yatkınlığı) olmadığını' bildirmiş ve bundan vazgeçmesini tavsiye etmiş.
Mârifet telsizden evvel Marconi gibi bir kafa icat etmekte değil midir?
Sayfa 18 - Ötüken
Nolurdu alnından öpüp her seher Saçını ben çözüp ben bağlasaydım...
Reklam
Akif’e Hasretimiz
Akif’in şiiri, içinde bir güneş hulasası taşıyan pırlanta kırıntısı gibi ancak üstünde bir kuyumcu parmağının oynayabileceği ince bir san’at işi değil, hayâdan yontulmuş, dimdik ve koskoca bir abide hacmi ile zamâna ve mesafeye meydan okuyan sapasağlam bir heykeltıraş eseridir. Yarınki nesillerin Çanakkale’de ve Sakarya’da bir abide arayan gözleri, bu toprağın altında kefensiz yatanların bir tek tesellisi olarak onun şiirini görecektir. Mehmet Âkif’siz Boğazlar müdafaasının ve İstiklâl Harbi’nin destanı bir vak’anüvisin kaleminden çıkan alelâde ve kupkuru bir zabıt varakası hâlinde kalacaktı. O tarihlerde bütün Türk şairlerinin ne ile uğraştıklarını soracak olan yarına, Türk edebiyatı namına Mehmet Akif’ten başka hangisi cevabı verebilecektir? Biz, vatandan bir lahzâ cüda düşmemek için canını ve cananını feda etmeğe hazır olduğunu bildiğimiz bu insanın on bir senelik ayrılığından doğan hasretimizi kendisine lâyık bir derecede ifade edememiş olmakla da ayrıca mes’ulüz. Bu hasret, İstanbul’a geldiğinin ilk günlerinde, büyük şairine karşı vatanın bütün sevgisini teksif etmek gibi ağır ve ulvî bir vazife yüklenerek, daracık bir hastane odasının duvarları arasında kalmış, mahpus bakışlarile kendisine arz edebilirdi. Zararı yok, bazen bütün bir memleketi birkaç adamın vefası temsil eder.
....İnsan var oldukça yoklukla münasebetini tanzim etmek isteyecektir ve insan kadından doğdukça sevecektir...
Sayfa 6 - ÖtükenKitabı okudu
“Ken​di kendisile anlaşmış zekâ yoktur; varsa bu zekâ de​ğildir.”
Mithat cemal kuntay
Şu meşhur beyti, Millî Mücadelenin en ümitsiz günlerinde ve Mustafa Kemal'in ağzında, imân kaynağıydı: Ölmez bu vatan, farz-ı muhâl, ölse de hattâ Çekmez kürenin sırtı bu tabut-ı cesîmi. Ârûzun büyük ve bence en son, en büyük şâiriydi.
<Olduğu gibi olmayı reddeden tek yaratık, insandır... >
Sayfa 245Kitabı okudu
44 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.