Emine’nin okuma yazması yok. Benimse Columbia’dan yüksek lisansım var ama neye yaradı. “Prezans” veya “Bulunduğu yeri doldurma”tabir ettiğimiz konuda bir hiçim! Varlığımla yokluğum bir! Temizlik günleri de, karaktersiz-leşmede zirveye çıktığım günler. Evdeysem, kitabımı, cep telefonumu alıp bir köşeye pısıp oturuyorum, mümkün olduğu kadar varlığımı hissettirmemeye çalışarak ve bir iş görüşmesinde sıramı bekler ezikliğiyle. Emine ise bütün alana hem kendi varlığını, hem deterjan, bez, elektrik süpürgesi gibi aksesuvarlarını yayarak, meydan okuyan adımlarla o odadan o odaya özgürce dolaşıyor. Eşyaların yerlerini değiştiriyor, yemeğini yiyor, kahvesini içiyor, telefonla konuşuyor, tişörtlerimi bez yapıyor...
Şöyle de bir teorim var ki, çocuk beyninde “gelecek” kavramı henüz gelişmemiş olduğundan, sabiler anı yaşar, on dakika sonrasını düşünmezler. Bu yüzden bir oturuşta iki kilo kiraz yiyip kusarlar, evden çıkıp bilmedikleri mahallelere girip kaybolurlar, okulun üç sınıf büyük kabadayısının kafasına top atar ve kaçınılmaz sonuçlarla karşılaşırlar! Hepsini yaptım, oradan biliyorum! Şimdi bu herif “Yarın sınıfta dinç olmalıyım,” diye planlı programlı şekilde, kendiliğinden gidip yatarsa, o zaman kork işte!
Dizi meraklısı değilimdir. Belki de son yıllarda
gördüğüm dizilerin çoğunda erkeklerin mütemadiyen bağırıp kavga ediyor, kadınların ağlıyor oluşu içime fenalık getirdiğinden
« “Büyüklerin” işiniz varsa ne zaman evleneceğinizi, ev-lendiyseniz ne zaman çocuk yapacağınızı, hiçbir şey bulamazlarsa ne zaman kendi evinizi alacağınızı sormaları ve aldıkları cevapla asla yetinmeyip kendi özgeçmişlerini model olarak sunmaları kahrına katlanmak, yorgunluğunuzun sebeplerinden olabilir!»
Misal, biyoloji müfredatının vazgeçilmez parçası olarak, derste kurbağa kesilip iç organlarına bakılması, daha gereksiz bir vahşettir kanımca. Kurbağanın koyundan daha değersiz bir hayvan olduğunu kim iddia edebilir? “Bütün hayvanlar eşittir ama bazıları ötekilerden daha eşittir,” mi yani?
Aslında, vücut ritmi ne olursa olsun, çocuğun uyumaktan nefret etmesinin temel sebebi şudur: Erişkinliğin aksine, çocukken uykunun bir lüks, bir dinlenme değil, bir mecburiyet olması!