Aslında çoğumuz birer ucube miyiz? Yeraltı duyguları olan ama şahane reklamlarla güzel yaşantıları olduğunu iddia eden türlerden. Olabilir mi? Duygularımıza yön veren çelişkili davranışlarımız da bizi bu türe dönüştüren etkenlerden biri. Aşağılanmanın verdiği haz Dostoyevski'ye göre tarif edilemez.
*Yüreğimin bir köşesinde, acı çektiğime inanmayıp kendimle alay ederken, bir yandan da gerçek bir acıyla kıvranır, kıskançlıktan kudururdum...
*Gelgeç gönüllü, tutarsız bir yaratık olan insanoğlu ise, belki de satranç oyuncuları gibi hedefi değil, hedefe giden yolu sever. Kim bilir, belki insanın yöneldiği tek hedef, hedefini elde etmek için harcadığı sürekli çabadır, başka bir deyişle yaşamın kendisidir.