*
Bu eserde, yalnız, yoksul, kinli, özgüven yoksunu, sevgisiz, kendini dünyadan soyutlamış bir adamın tuttuğu günlük anlatılıyor. Bu günlüğün tamamında monolog bir anlatım tarzı hakim. İlk sayfalarda ironik bir anlatımla kendi hayatını, iç çatışmalarını ve insanların nankörlüğünü anlatılırken sonraki bölümlerde başından geçen olayları, ezilmişlikleri, anlayışsızlıkları, onu yaralayan pişmanlıkları daha doğrusu yeraltında çıkmasını hiç istemediği notlarının verdiği acıları anlatıyor.
*
Yazarı, yeraltındaki notlarının rahatsız eden kusurunu kitabın son sayfasındaki içler acısı şu cümleyle izah ediyor : "Hiç olmazsa bu "öykü"yü yazdığım sürece utancımdan yerin dibine geçtim. Şu halde benimki edebiyatla uğraşmak değil, suçumun kefaretini ödemek oldu."
*
iyi okumalar...