Yiten Bir Aşkın Şarkısı

Eyüp Aygün Tayşir

En Yeni Yiten Bir Aşkın Şarkısı Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Yiten Bir Aşkın Şarkısı sözleri ve alıntılarını, en yeni Yiten Bir Aşkın Şarkısı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Deniz yok kardeşim ve bu büyük bir sorun..." dedi Alper. "Su olmazsa akis olmaz... İnsan önce suyu arar, onun yanına kurar medeniyetini. Memleketin medeniyetle dertli ilişkisi susuzluktan olabilir mi? Biz neden medeniyiz mesela?" Kızları gösterdi Hasan'a, "Bak su gibiler..." "Off! " dedi Sedef. "Cendır tezi yazıyor bu arkadaş bir de," diye ekledi Seda'ya bakarak. "Aynen!" dedi Alper, "Dersini aldım ben cendır'ın." Kendisine kötü kötü bakan Seda'ya baktı Alper: "Kuru kayısı mı yaş kayısı mı? Kuru üzümü kim ne yapsın?" Seda'nın çehresindeki ifade gülmemek için kendisini zor tuttuğunu belli ediyordu. Alaycı bir gülüştü bastırılan.
Sayfa 285 - Sözler: O denizsiz şehirde yalnız bir gece yattımKitabı okudu
"Ya o değil de, Ankara'nın böyle bir özelliği var gençler! Seda zaten buralı da; bizim gibi İstanbul'dan gelenler böyle bir düşmüş gibi hissediyor önce kendini. Ama burada sanki başka bir hayat varmış gibi geliyor bana şimdi ya... Hiç bilmediğim kelimeler, yemekler, şarkılar, yazarlar öğrendim buraya geldiğimden beri. Sanki Ankara başka başka bir ülkede gibi..."
Sayfa 284 - Sözler: O denizsiz şehirde yalnız bir gece yattımKitabı okudu
Reklam
"Belgesel izliyorum ben," dedi rakı şişesine uzanan Alper, "akraba hasretimi böyle dindiriyorum."
Sayfa 284 - Sözler: O denizsiz şehirde yalnız bir gece yattımKitabı okudu
Derken mekâna bir ses yayıldı; insanı düşünceden ayıran, kendisine yönelten, yüksek bir kubbeden geniş bir avluya birkaç damla su düşmüş hissiyatı veren bir ses. Terk edilmiş evlerin bahçelerinde mekânın dili misali inleyen bir rüzgâr çanı sanki... Bakışlarını sesin kaynağına yöneltince genç bir adam gördüler. Alnı geniş, siyah saçları alabildiğine briyantinlenip arkaya taranmış, suratının ortasında tohuma kaçmış salatalık gibi burnuyla genç bir adam... Kara bir ten ve son derece zayıf... Sanki ateşe atılmış da epeyce yanmış ama kül olmadan alınıp ruh üflenmiş bir kuru dal parçası... Adamın çevik parmakları ağ ören bir örümcek gibi işliyordu kucağındaki kanunun üzerinde. Gururla rakısına uzandı Hasan. "Selahattin Altınbaş'ın torunu bu arkadaş," dedi. Lakin söylenen ismi tanıyan yoktu. "Anneannem kesin tanır," dedi Sedef. "Gerçi bu alet için, 'Üzerinde fare yürüse taksim olur,' derler ama bu elemanın genlerine işlemiş tabii müzisyenlik... Dededen..." Alper'e baktı Hasan, "seversin diye sen..."
Sayfa 282 - Sözler: O denizsiz şehirde yalnız bir gece yattımKitabı okudu
Zeyno, "E sonuç?" diye sordu. "Sonuç..." dedi Alper, "oyumuzu dayımın istediği yere vermediğimiz için Allah bizi cezalandırıyormuş..." Ses çıkmadığını ve kendisine inanılmadığını görünce çocuk gibi yemin etti: "Valla bak! Güçlü lider şart diyor..." Ciddileşti; dünyanın sırrına vakıf bir insan edasıyla, "Böyle kendinden emin cehalet nasıl korkunç," dedi. "İnsan bir kez ortalıkta görünmeyen, işlerinin altına imza atmamış bir üst aklın, bir kadir-i mutlağın varlığına iman ederse, etrafında olan biten her türlü adaletsizliği, fazlalığı filan, 'Demek o öyle istedi, göremediğim bir şey olmalı,' diyerek kabulleniyor. Böylece, sorgulanmayan dünya, o da dahil herkes için bir cehennem oluyor." "Tabii bunları dayına da aynen böyle söyledin," dedi Zeyno alaycı bir sesle. "Maldım söyleyecektim bunları," dedi Alper. "İşte onu soruyorum ben, sonuç? Senin iş ne oldu?" Alper telefonuna uzandı, "Şu adamı arayacakmışım Aysel Abla öyle dedi. O arayacakmış zaten önden onu. Önemli bir abimizmiş..."
Sayfa 271 - Nakarat: TenâhenkKitabı okudu
"Kâmil efendi şef oldu..." "Öyle mi? Hayırlı olsun! Ararım ben onu o zaman tebrik..." derken dalında belirip hızla büyüyen sonra da çabucak kızaran bir meyve gibiydi Alper. O an birden vazgeçti. "Ne farkım var Kâmil'den?" diye düşündü. İstemeyecekti hiçbir şey. O bahsi açmadan, gerçekten sırf dayısını görmeye gelmiş gibi, çayını içip müsaade isteyecekti. "Bunlardan kaçmak için bile bunlara geliyoruz bu nasıl bir paradoks? Yüzsüzlük resmen," diye geçti aklından. Lakin hemen sonra içsesi, "Aynı şey değil ki," dedi. Sonra da, "Gayet aynı," dedi.
Sayfa 265 - Sözler: Düşüren kuyulara kendi adımlarımdırKitabı okudu
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.