Yunanlar Kendi Mitlerine İnanmışlar Mıydı?

Paul Veyne

Yunanlar Kendi Mitlerine İnanmışlar Mıydı? Gönderileri

Yunanlar Kendi Mitlerine İnanmışlar Mıydı? kitaplarını, Yunanlar Kendi Mitlerine İnanmışlar Mıydı? sözleri ve alıntılarını, Yunanlar Kendi Mitlerine İnanmışlar Mıydı? yazarlarını, Yunanlar Kendi Mitlerine İnanmışlar Mıydı? yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Plutharkos'un dediği gibi, hakikat ve mit arasındaki ilişki güneşle, ışığı alacalı bir çeşitlilik içinde dağıtan gökkuşağı arasındaki ilişkinin aynısıdır.
Sayfa 138Kitabı okudu
Bir Yunanlı, tanrıları "gökyüzüne" koyuyordu ama onları gökyüzünde görse şaşkınlıktan dona kalırdı.
Reklam
Leopar, Etiyopyalıların gözünde, Etiyopya'da dinin temel ölçütü olan Kıpti Kilisesi kurallarına itaat eden Hristiyan bir hayvandır. Bununla birlikte, hayvanlarını koruma konusunda bir Dürzî, oruç günleri olan çarşamba ve cumaları, haftanın diğer günlerinden daha az kaygılı değildir; hem leoparların oruç tuttuklarına hem de her gün avlarını yediklerini hakikat olarak kabul eder; leoparların her gün tehlikeli olduklarını deneyimiyle bilir; gelenek ise, Hristiyan oldukları konusunda ona güvence verir.
İnsanların tanrılardan daha az değerli olduğunu ve alçakgönüllü olmak gerektiğini anımsatmaktan geri durmaz; hırs ve aşırı özgüven olmadan tanrılarla eşit olunamaz.
Olaylara şükürcü bir görüşle yaklaşacak olursak, bilginin toplumsal dağılımı (herkes her şeyi bilmez ama başkalarının yeteneğinden yararlanır) ekonomistlerin kusursuz işleyen pazarlanndaki mallann değişimi gibi tarafsız ve yararlı sonuçlar verir; ha­kikatin öğrenilmesinden daha masum, daha çıkar gütmeyen ne var? Hakikatin öğrenilmesi kaba iliş­kilerin tersidir. Elbette ki her yetenek aynı değildir; Platon bu kez Yasalar'ın IV. Kitabında efendisinin kendine öğrettiği yöntemleri anlamadan uygulayan, doktorun kölesinin sıradan bilgisiyle, bu yöntemle­rin nedenini bilen ve özgür bir öğrenim görmüş ol­duğu için "doğası gereği bilen" bir özgür insan olan doktorun hakiki yeteneğini kıyaslar.
Sayfa 188Kitabı okudu
Platon, Yasalar'ın VII. Kitabında kadınların askerlik mesleğinde yetenekli olduklarına inanmak için iki nedeni olduğunu söylerken rahatsız bir ruh halini ele verir: "Bir yandan anlatılan bir mite, Ama­ zonlar mitine inanıyorum," "öte yandan, günümüz­ de" Sarmatlar kabilesinin kadınlarının ok attıklarını "biliyorum." Bu, şu anlama geliyor: Psikolojik ayrın­ tılar önemli şeylerdir ve yaratıcı düş gücü de önemli başka bir şeydir: Platon mitleri suçluluk duygusuna karşın, daha doğrusu suçluluk duygusu yüzünden abartmıyor ancak onların hakikatinin kuşku götür­ meyecek özünü araştırıyor çünkü kendisiyle birlikte tüm çağdaşlarının tutsağı oldukları program böyle. Demek ki yalnızca bilmeye hakkımız olan şeyi biliyoruz (ya da şeye inanıyoruz, aynı şey): Çünkü zeka, kendini genellikle yetenek bakımından üstün olarak kabul eden bu çatışmalı ilişkinin tutsağı olarak kalır. İşte birçok önemli kişinin durumu bundan kaynaklanmaktadır. Biz daha önce, düşüncelerin bölümlere aynldığınz bilmenin önemli olduğunu ve bunun da her bilincin parçalanmasına yol açtığını gördük; bulgusal yöntem gibi bir itaatsizlik geliş­tirmedikçe, birçoğunun inandığı şey bir sözle red­ dedilmez, böyle olunca bu inançlar düşüncede de reddedilmez: Çünkü buna birazcık da kendimiz ina­nıyoruz.
Sayfa 186Kitabı okudu
Reklam
139 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.