Sinemacılıkta hiçbir deneyimi olmayan yirmi beş yaşında bir genç 1940'ta ilk filmini çevirdi. Gencin adı Orson Welles, filmin adı "Yurttaş Kane"di. Sinema tarihinde örneğine rastlanmayan bir olay olarak, bu gencecik yönetmenin ilk denemesi, sinema anlatımında bir çığır açtı, bir devrim yarattı, kendinden sonraki çalışmaları büyük ölçüde etkiledi. "Yurttaş Kane" o günden bu yana gerçekleştirilen "bütün zamanların en iyi filmleri"yle ilgili uluslararası soruşturmalarda ya en başta ya da en başlarda yer almaktadır. Film, ABD'nin basın imparatoru W. R. Hearst'ın yaşamına dayandığı için Hearst tarafından yasaklanmak istenmiş, ama eleştirmenlerce bir başyapıt olarak nitelendirilmiştir. Amerikan eleştirmeni Pauline Kael, 1974'te film üzerine yayımladığı bir kitabına şöyle başlıyordu: "Yurttaş Kane' bugün bile gösterime ilk çıktığı zamanki tazeliğini koruyan belki de tek Amerikan sesli filmidir. Hatta eskisinden de taze olduğu söylenebilir."
(Arka Kapak)