Fransız antropolog ve sosyolog Le Breton yine yürümeye dair yazmış, anlatımına pek çok farklı kişiden görüş ve alıntılar eklemiş. Kitapta yürümenin çeşitli tanımlarını, nasıl ve nerelerde yapıldığını, bazı kişilerin özel yol anılarını ve bunların ruhlarında bıraktığı izleri bulabilir, okurken kendinizi kimi zaman kentin birinde aylak aylak gezerken kimi zaman müphem bir yolculuğa girişirken hayal edebilirsiniz. Son bölüme vardığınızda ise çeşitli inanışlarda gerçekleştirilen uzun hac yürüyüşleriyle egodan kurtularak dengeli ve dingin ruh haline erişerek dünyayla bütünleşen tinsel gezginlerle tanışabilirsiniz.
Breton’a göre yürümek sadece bir eylem değil “yaşamın kendine özgü zamanını yeniden bulmak, yorulduğumuzda çimlere oturmak, bir ağacın gölgesinde uyumak, bir ırmakta yüzmek” yani yaşamın tadına varmaktır. Çünkü “ insan; yazmak, anlatmak, görüntüler yakalamak, tatlı hayaller içinde yüzmek, anılar, tasarılar biriktirmek için” de yürür ve eğer “yeterli kesinlikte işitme duyusuna sahipse büyüyen otun, ağaçların doruklarında büyüyen yaprakların, olgunlaşan ayıüzümlerinin ve yavaşça yükselen özsuyun çıkardığı sesleri bile duyar.”
Yürüyüş ve doğa aşığı biri olmam, hayatı hem kendi içimize hem de dışarı doğru uzun bir yürüyüş olarak görmemden kaynaklı belki de, benim çok sevdiğim bir çalışma oldu.
Keyifli okumalarrr!