Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İlkçağ : Doğu, Yunan, Roma

Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 1. Cilt

Server Tanilli

Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 1. Cilt Sözleri ve Alıntıları

Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 1. Cilt sözleri ve alıntılarını, Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 1. Cilt kitap alıntılarını, Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 1. Cilt en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tarihi yapan cihangir komutanlar değil, üretim araçları mülkiyetinden doğan sınıflar mücadelesidir.
Sayfa 34
Reklam
Babilliler, günü ve geceyi 12 saat olarak saptamışlardı; daha sonra saat 60 dakikaya, dakika da 60 saniyeye bölündü. Babilliler ayı, Ay'ın Dünya çevresindeki dolaşımına göre dörde bölüyorlardı; ancak haftanın yedi gün olarak saptanması, M.Ö. 1. bin yılın ortalarında, yedi "büyük" yıldız tanrı, yani Güneş, Ay ve çıplak gözle görülen beş gezegene göre oldu; günler de onlara göre adlandırıldı. Yedi günlük hafta, Romalılar aracılığıyla tüm Avrupa halklarına geçti ve giderek bütün dünyaya yayıldı.
“İnsanım;insana dair hiçbir şey bana yabancı değildir” Terentius
Sayfa 401Kitabı okudu
Yüzyıllar boyunca insan, kendisini çevreleyen nesnelerin özelliklerine dikkat edip çalışma alışkanlıklarını biriktirirken, olayları genelleştirmeyi ve olaylar arasındaki iç bağlantıları bulup çıkarmayı da öğrenir yavaş yavaş. Çabalarının sonuçlarını önceden görüp kendini kuşatan doğayı tanımayı başarır.
Reklam
Özel mülkiyetin gelişiyle birlikte, ailenin malları, miras yoluyla, ana-babadan çocuklara geçiyor; bu da topluluğun eskiden eşit olan üyeleri arasında servet eşitsizliğini derinleştiriyordu.
İlkel topluluk, sınıfsız ve insanın başka insanlarca sömürüsünün bulunmadığı bir toplumdu.
Sınııflı toplumlarda,özellikle kapitalist toplumda,egemen sınıflar tarihsel geçmişi tahrif etmek yanlış bilinç uyandırmak,giderek yanlış bir tarih bilinci geliştirmek isterler.Yığınların üzerinde sömürünün sürmesi için şarttır onlara göre İşte tarihçinin görevi yanlış tarih bilinci yerine doğru tarih bilincinin oluşması için mücadele etmektir.
Reklam
İnsan düşüncesi ve bilinci, soyutlama yetisi ile donanmıştır; başka bir deyişle, çevre gerçeğini, kelimelerle anlatılabilen kavramlarda yansıtmak ve bireşime gitmek olanağına sahiptir. Bu soyutlama yetisi, insanlara düşüncelerini ve duyularını kelimelerle anlatma olanağını vermiştir. Ancak, bu olanak tek başına, düzenli konuşmanın doğması için yeterli değildir. Ortak çalışma içinde gerçekleşmiştir bu. Ve dil, topluluğun bağrında, bilgi alışverişinin aracı olmuştur.
Böylece görülüyor ki, ilk dinsel betimlemeler, insanın doğa karşısında duyduğu güçsüzlük duygusundan doğdu.
İnsanlık, mağara döneminden bu yana, sürekli bir ilerleme içinde evrilmiştir ve bu ilerleme, daha güzel bir dünyanın kuruluşu adına, geleceğe doğru uzanmaktadır. Bütün bu süreç, geçmişten bugüne, ilerici, demokrat ve devrimci güçlerin eseri olmuştur ve yarınların güzel dünyasını da o güçler kurtaracaktır gene. Gericiliğin göremediği budur. Ya da korktuğu!
Ve her çağda, ezenler bir gün mutlaka batmaya mahkûm bir toplum yapısını zorla sürdürmeye çalışırken, ezilenler daha güzel, daha insanca bir dünyanın savunmasını üstlenmişlerdir.
464 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.