Ortaçağ: Feodal Dünya

Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 2. Cilt

Server Tanilli

Sayfa Sayısına Göre Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 2. Cilt Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 2. Cilt sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 2. Cilt kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şeyh Bedreddin'e göre, düşünce ve vicdan özgürlüğü temeldir. Devlette de hükümet seçimle kurulmalıdır. Halk tam bir özgürlük içinde oyunu kullanabilmelidir. Kıyıcı ve zorba bir yönetimin buyruklarına uymamak gerekir. Saray, saltanat, yeniçeri, tekkeler, dervişler hep zorbalığın ürünüdür. Bu zorbalığa boyun eğmemelidir. Bedreddin'in toplumunda köleler de yoktu.
Sayfa 414 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Ortaçağ" teriminden neyi anlamalı gerçekte? Ortaçağ tarihi, feodal rejimin, yani feodal sosyo-ekonomik oluşumun tarihidir aslında. Bu terim, vasallık ilişkileri üstüne kurulu siyasal, sosyal ve hukuksal örgütlenişi ve vasalların senyöre karşı yerine getirmekle yükümlü oldukları borçları belirtmek üzere bugün de kullanılır ve devletlerin parçalanıp dağılışı böyle anlatılmak istenir.
Sayfa 7 - SayKitabı okudu
Reklam
Feodal Sınıflar O devrin insanları, baski güçlerinin karşısındaki durumuna göre, üç "zümre " ye ayrılırlar: Birinci zümreye, görevi Tanrının şanını yüceltmek için dua edenler giriyor; arkasından zayıfları savunmak ve tanrısal barışı sürdürmekle yükümlü savaşanlar geliyor; son olarak da bu iki zumreden oluşan egemen sınıfın altında köylüler var ce, tanrısal plana göre emekleriyle, duadan ve savaştan anlayanların geçimini sağlamakla yükümlüdürler.Bin yılı dolaylarında,toplum bilincine giren, her yanda, kitaplardan vaazlara varıncaya dek dile getirilen şema budur ve yüzyıllar boyunca Batı toplumunu temel çatısı olacaktır bu şema. ...... ........ Kilise adamlarının geçimini sağlayan üç şey vardır: İnananların verdikleri sadakalar; bölge papazlarının yararlandıkları ayinlerde ve mevsimlik olarak verilen sungular; ve özellikle dinsel kurumlara hayır için bağış olarak terk edilmiş topraklardan gelen gelirler.Sadakaların öte dünyayı kurtarıcı niteliğine inanç.
Sayfa 292 - SayKitabı okudu
Mevlana siirlerinde rint bir şair olarak,Seriat ölçülerini zaman zaman aşarsa da, temelde bir Şeriat adamı olarak kalmıştır Özellikle Mesnevi de, bir Kur'an yorumcusudur.Öyle denildiği gibi hoşgörüden yana değildir; tam tersine, felsefeyi yasaklar. Sonra din ve mezhep ayrımı yanında ırk ve ulus ayrımı da yapar. Türk'ü ve Hintli'yi kötüler. Onun "aşk" ve "insan sevgisi"nden bahsederken bunları göz önünde tutmalı. Toplumda en yukarıda gördüğü, şeyhler, ermişler, padişahlar, varlıklılardır; alt katta ise halk ve köylüler vardır ve kötüler onları. Bu yanlarıyla tipik bir egemen sınıf sanatçısıdır.
Sayfa 359 - SayKitabı okudu
Şeyh Bedrettin(1357_1420) öğretisi,tasavvuf çerçevesi icinde, her bakımdan toplumcu bir nitelik taşır . Kendisi,toplumsal düşüncesini şöyle anlatmaktadır:"Tanrı dünyayı yarattı ve insanlara verdu. Böylece, dünyanın toprağı ve bu toprağın tüm ürünleri, insanların ortak malıdır . İnsanlar eşit olarak yaratılmışlardır. Birinin mal toplayıp ötekinin aç kalması, Tanrının amacına aykırıdır. Ben senin evinde kendi evim gibi oturabilmeliyim; sen benim eşyamı,kendi eşyanın gibi kullanabilmelisin. Çünkü bütün bunlar hepimiz içindir ve hepimizindir" Ancak, nikahlı kadınlar bu mal ortaklığının dışında tutuluyordu. O' na göre, düşünce ve vicdan özgürlüğü temeldir. Devlette de hükümet seçimle kurulmalıdır. Halk tam bir özgürlük içinde oyunu kullanabilmelidir. Kıyan ve zorba(zalim ve mutegalup) bir yönetimin buyruklarına uymamak gerekir. Saray, saltanat, yeniçeri, tekkeler, dervişler hep zorbalığın ürünüdür. Bu zorbalığa boyun eğmemelidir. Bedreddin'in toplumunda köleler de yoktu. Yunus ve o, Türk humanizmasının iki büyük sutunudur.
Sayfa 559 - SayKitabı okudu
XV. yüzyılda , Türk geçmişi için tutkulu bir ilgi eklenir; daha önce yazılmış İran tarihinin cevirilerinden, Türkçede bir Osmanlı tarihinin kaleme alınmasından, son olarakda halk geleceklerinin ve Oğuzlar ilgili olup olanların uzun zamandan beri şakıdıkları eski efsanelerin yazıya dökülmesinin anlıyoruz bunu. Doğu'nun çeşitli hiristiyan ve müslüman ülkelerinin katkılarını bir araya getirip birleştiren gölge tiyatrosu da gelir Türkler arasında yerleşir ve bizi bugünde güldüren , o baştan aşağıya mizah dolu ünlü Karagöz tipini yaratır.
Sayfa 571 - SayKitabı okudu
Reklam
18 öğeden 11 ile 18 arasındakiler gösteriliyor.