Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ziya Gökalp, Kemalizm ve Türkiye'de Korporatizm

Taha Parla

Ziya Gökalp, Kemalizm ve Türkiye'de Korporatizm Gönderileri

Ziya Gökalp, Kemalizm ve Türkiye'de Korporatizm kitaplarını, Ziya Gökalp, Kemalizm ve Türkiye'de Korporatizm sözleri ve alıntılarını, Ziya Gökalp, Kemalizm ve Türkiye'de Korporatizm yazarlarını, Ziya Gökalp, Kemalizm ve Türkiye'de Korporatizm yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Emile Durkheim
Sonsuz sayıda örgütlenmemiş bireyden oluşan ve anormal derecede güçlü bir Devlet tarafından bastırılan ve kuşatılan toplum, gerçekten de tam bir sosyolojik ucubedir. Çünkü kolektif eylem her zaman için, tek ve benzersiz organ olan Devletin dolayımıyla ifade edilemeyecek kadar karmaşıktır.
Gökalp için Türk milliyetçiliğinin kültürel-normatif bir sistem oluşu gibi İslam dini de, ahlaki-normatif bir sistemdi; her ikisi de toplumdaki dayanışmanın temellerini oluşturuyordu.
Reklam
Gökalp'e göre Türkçülük hareketindeki "ırkçı milliyetçiler", ulusu ırkla bir tutma hatasına düşmüşlerdir.
Gökalp, bilimsel bir disiplin olarak tanımladığı sosyolojiyi sadece toplumun bilimi değil, aynı zamanda toplum için bir bilim olarak da görmektedir: Sosyolojinin bulguları, daha sağlıklı bir toplum oluşturmak üzere uygulamaya konabilir. Örneğin eğitimin toplumsal işlevi bireyleri toplumsallaştırmak ve ulusal kolektif vicdanda yer alan ahlaksal ve kültürel normları içselleştirmelerini sağlamaktır. Böylece "bireysel kişi" bir "toplumsal kişi"ye dönüşür ve eğitim sayesinde daha zengin bir "kişilik" kazanır. Gökalp ulusal eğitimin toplumsallaştırıcı işlevini vurgulaması nedeniyle, insanları türdeşleştiren ve dolayısıyla toplumsal olarak dayatılan değerler yüzünden özgür bireysel gelişimi baskı altına alan bir sistemi savunmakla suçlanmıştır. Ancak eğitim ve kültür konularındaki çoğulcu tutumu, özellikle de bu alanların devlet karşısında kesinlikle özerk olmasını savunduğu düşünülürse, bu suçlamalar isabetli sayılamaz. Ayrıca eğer insanların toplumsal olmayan gelişimi ancak eksik ve yetersiz bir gelişimse, devletin müdahale etmemesi ve kültürel alanda seçeneklerin varolabilmesi koşuluyla, özgür bireysel gelişim toplumdan tümüyle bağımsız olma anlamını taşıyamaz.
Sayfa 95 - Sentez: "İçtimaî Mefkûrecilik"
Korporatizmin solidarist ve faşist biçimleri arasındaki ayrım, esas olarak Birey, Toplum ve Devlet arasındaki karşılıklı ilişkilere farklı yaklaşmalarından kaynaklanmaktadır. Her iki yaklaşım da liberal modelde Birey'in, Marksist modelde de Sınıf'ın birincil kategori oluşuna karşı çıkmakta, mesleki grubu (ya da temel olarak meslek ölçütüne göre
Sayfa 91 - Sosyal ve Siyasal Felsefesi, Çağdaş Batı Korporatizmi
Kültürel Türkçülük
Gökalp'e göre Türkçülük hareketindeki "ırkçı milliyetçiler'', ulusu ırkla bir tutma hatasına düşmüşlerdir. Bazı antropologlar, ırk kavramını, hayvanların dış görünüşleri ve fiziksel özelliklerine göre sınırlandırmak amacıyla kullanıldığı zoolojiden ödünç almışlar ve her ulusta farklı ırklara mensup bireyler olmasına karşın, ulusları sınırlandımak üzere anlamını genişletmeye çalışmışlardır. Bu antropologlar, ırksal ve toplumsal özellikler arasında ilişki olduğunu da ileri sürerler, diyen Gökalp bu iddiayı şöyle reddetmiştir: "Irkın, bu suretle, sosyal vasıflarla hiçbir münasebeti kalmayınca, sosyal karakterlerin birliği olan milliyetle de hiçbir münasebeti kalmaması lazım gelir."
Sayfa 69 - MetisKitabı okudu
Reklam
"Milletlerin Müsaviliği"nde Gökalp, uluslar arasında rekabet, nefret ve savaşın, evrimin temel yasası olduğu yolundaki kuramları mahkum etmekte ve sevgiye dayalı işbirliğini ve barışı savunmaktadır.
Sayfa 178Kitabı okudu
"... Türk İnkılabı ideolojisine göre devleti şu kısa cümle ile tarif etmek mümkündür: Devlet, Atası etrafında toplanan millettir."
Sayfa 175Kitabı okudu
Solidarist ahlak, önemini reddetmediği bireyi, toplumsal birlik ve dayanışmaya ve kamu yararına olan hizmetine göre değerlendirir.
Sayfa 131Kitabı okudu
Gökalp gerçekten de bireysel gelişimi toplumsal eğitime bağlamış; bireyi değiştirmekle toplumun değiştirilemeyeceğini, buna karşılık eğitim yoluyla toplumu değiştirerek bireyin de değiştirilebileceğini öne sürmüştür.
Sayfa 130Kitabı okudu
Reklam
Liberal toplum modelinin (normatif ve analitik bakımlardan) Birey'i temel birim veya birinci kategori olarak kabul etmesine karşın korporatizm, bir yandan bireyciliği toplumu atomize eden bir eğilim saymakta, dolayısıyla toplumsal organizmanın dengesini ve yaşama imkanını yıkıcı bir etki yaptığını ileri sürmektedir. Öbür yandan da Marksist toplum modelindeki Toplumsal Sınıf kategorisine karşı çıkmakta; sınıfların varlığının ya da en azından mücadele ve savaşlarının, belli bir toplumsal sistemin korunup sürdürülmesine zarar verdiğini iddia etmektedir.
Bir toplum ve ekonomi modeli olarak korporatizm, toplumu, birbirine karşılıklı bağımlı ve işlevsel bakımdan birbirini tamamlayan parçalardan oluşan, organik ve kendi içinde uyumlu bir bütün olarak görür. Temel birimler, toplumun molekülleri de, meslek grupları ve bunların örgütleri, yani korporasyonlardır.
Yüzyılın dönümünde ağırlık kazanan materyalist pozitivizmlere tepki duyan Gökalp için dinin toplumsal işlevi, teolojik boyutundan çok daha önemliydi. Siyasal boyutu da yoktu.
Gökalp için Türk milliyetçiliğinin kültürel-normatif bir sistem oluşu gibi İslam dini de, ahlaki-normatif bir sistemdi; her ikisi de toplumdaki dayanışmanın temellerini oluşturuyordu. Mardin'in doğru bir gözlemle belirtmiş olduğu gibi, Gökalp'i ilgilendiren İslamiyet'in teolojisi değil, toplumsal işleviydi.
"Sosyalist ideal"i de milliyetçi idealin karşısında gören Gökalp, onu ya Türk milliyetçiliğinin "büyük düşmanı" ya da sanayileşme sonrasında ortaya çıkmış olan ve daha yüce milliyetçilik idealine tabi kılınması gereken bir ideal olarak tanımlamıştır.
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.