Uzun bir süredir 1000Kitap’ın fazla büyümesinden kaynaklı bir sorunumuz vardı sevgili okurlar: İstenmeyen mesajlar ve yorumlarla yapılan spam.
Şimdiye kadar spam mesajları engellemenin tek yolu mesajları ‘sadece takip ettiklerinizle’ sınırlamaktı.
Spam yorumları engellemenin yolu ise gönderideki yorumları tamamen kapatmaktı.
Kötü niyetli, rahatsız edici mesaj ve yorumları kapatmak için bizlere değer katabilecek mesaj ve yorumları da engellemek dışında bir çözümümüz yoktu.
Artık yepyeni bir çözümümüz var: Sıkı Okurlar ve sıkı takipçiler. Mesaj ve yorumları herkese kapatmak yerine sıkı okur ve sıkı takipçilerinizle de sınırlayabilirsiniz artık.
Sıkı takipçiler: En az 7 gündür sizi takip eden takipçilerinizdir.*
Sıkı okurlar: Spam yapmayan, belirli okur puanına sahip, inceleme yazan, e-postasını onaylayan, farklı okurlarca mesajlarından dolayı şikayet edilmemiş** ve benzeri bir sürü mükemmel özelliklere sahip okurlardan oluşur. Bütün özelliklere profilinizdeki okur, sıkı okur düğmelerinden ulaşabilirsiniz.
*: Bugüne kadarki bütün takipçileriniz sıkı takipçi olarak kabul ediliyor. Bu kural bugünden sonraki takipçileriniz için geçerlidir.
**: Sıkı okur kurallarına ek olarak mesajlaşma kuralını da ekledik. Bir okurun mesajlaştığı birden fazla okur kendisini şikayet ederse, o okur otomatik olarak sıkı okur ve okur rozetini kaybeder. Bunun sonuncunda da kendisini takip etmeyen okurlara yeni mesaj gönderemeyecektir.
Keşfet ve akışta gördüğünüz önerilerin kalitesini artırmak, spamı azaltmak için sürekli olarak çalışmaya devam edeceğiz.
İyi okumalar sevgili okurlar. ❤️
Kendimi çok seviyorum. Narsist bir bakış açısıyla değil. İnsan olduğum için seviyorum. Hatalarımla, eksikliklerimle, başardıklarım ve başaramadıklarımla seviyorum. Zaman zaman kızıyorum da, anlaşamadığımız noktalar var ama birlikte daha çok yolumuz var, uzlaşacağız. Gençlikte olur öyle şeyler, deyip geçiyorum. Kendime karşı gösterdiğim ciddi de bir anlayışım var yani. Harcamıyorum hemen kendimi. Önemsiyorum, hediyeler alıyorum, gönlümü alıyorum, bazen bir makas alıyorum yanağımdan, bazen kendi elimi tutuyorum, sarılıyorum. Destekliyorum kendimi, kendi kendime “aferin diyorum, aferin bana”. Bazen küsüyorum kendime, sonra hemen barışıyorum, insan önce kendisiyle barışacak, önce kendini sevecek ki sonra başkalarına dağıtabilsin sevgisini...
Ama biz genel olarak buna pek meyilli değiliz. Kendimizle bitmek bilmeyen bir mücadelemiz var. Sevmiyoruz, sevsek de gerekli önemi ve hassasiyeti göstermiyoruz. Sevginin dıştan içe gelen bir şey olduğunu düşünüyor, hep bililerinin bizi sevmesini bekliyoruz. Oysa sevgi, önce içten içe olacak... Kalbinde kendine de geniş bir yer ayıracaksın... Sonra içten dışa yayılacak... Biz bunu fark edip yerine başkalarının bizim için bir şeyler yapmasını bekliyoruz. Başkaları sevsin bizi. Başkaları bizi düşünsün, başkaları hatırlasın hep, başkaları desteklesin, kutlasın, önemsesin. Bekliyoruz... Gelsinler ve beklentilerimizi yerine getirsinler diye, hayat boyu bekliyoruz.