Sûretin, sîreti gölgede bırakacak kadar ilgi görüyor olması modern dünyanın insan ilişkilerine, psikolojisine, maddi/manevi tüm birikimlerine vurduğu en büyük darbelerden yalnızca biri.. farklı olarak bu kez tabaklar vurulmadı yerlere; maşalar vuruldu. Bu maşalar kozmetik estetik giyim sektörü gibi insanın yalnızca bunlar aracılığıyla güzel görünebileceĝini ve yalnız bunlarla kabul göreceğini dikte etti.. halbuki muhsin gazi erdem'in dediği gibi "Güzellik dediğin şey müdahale kabul etmez ağabey. Güzellik dediğin şeydeki katıksız insicam, var olduğu suretiyle güzeldir." İnsan özüne döndükçe güzelleşir, özünden döndükçe değil... insanı güzel kılan kocaman dudakları değildir, o dudaklardan süzülen, hayranlık duyulan güzel kelimelerdir. Yahut badem gözleri, uzun kirpikleri, giyimi, minik burnu, inci dişleri değil.. güzellik kavramı bunca çirkin ifade edilemez bunların çok ötesindedir.. yine aynı yazarın duasıyla "Biz güzele değil, güzeli görebilene hasret kaldık. Güzel kalabilene hasret kaldık. Plastik güzelliklere alıştık nihayet. Ülfet, hayretin katilidir. Ey şanı yüce Allah'ım! Bunca aşinaya karşı, artır benim hayretimi!" Diyerek amin diyelim.. hayirli geceler.