Seri 7 kitaptan ve bir yan kitaptan(Aslında yurtdışında 4 yan kitap olarak basılmış fakat ülkemizde hepsini birleştirip tek kitap olarak basmışlar.) oluşuyor.
Fantastik ve romantik bir seri. İlk kitap seriye giriş olarak yazılmış çünkü ne fantastik ne romantik ilişki yeterince yoktu. Şuan üçüncü kitabı okuyorum, asıl konuya yeni başladı diyebilirim.
Adarlan Suikastçısı olarak nam salan Celaena Sardothien 1 yıl önce yakalanıp köle kampı olan Endovier'e gönderilmişti. 1 yılın sonunda Adarlan Prensi Dorian, Kralın Yaveri yarışması için Celaena'yı kendi yarışmacısı olarak seçip saraya getirdi. Güzel ilgi çekici bir konusu var. İlk kitap daha çok aksiyondu.
≈Spoiler≈
Öncelikle shipleyeceğim doğru düzgün bir ikili olmadığı için üzüldüm. Ben Dorian ve Celaena ikilisine yükselemedim. İyi ki olmadılar.
Son dövüşte Celaena ilaç almadan Cain ile nasıl dövüşürdü görmek isterdim. Ayrıca Cain'i öldüren Chaol'u buradan tebrik ediyorum.
Endovier'de yaşananlar beni çok üzdü. İntikam alınacak günü sabırsızlıkla bekliyorum.
≈Spoiler Bitti≈
Ben seriyi zaten biliyordum da tamamlansın diye bekliyordum. İlk kitap fantastik aşk beklentimi karşılamasa da yine de beğendim. Serinin devam kitaplarının daha güzel olduğunu duydum. Okumak için sabırsızlanıyorum. Tavsiye ederim. İyi okumalar.
Cam ŞatoSarah J. Maas · Dex Yayınları · 20173,035 okunma
"Sana İsimsizler'in öldüğünü söylüyor; ancak kaybolmuş bir ruh, kaybolmuş bir gerçek, buna inanabilir. Hiç olmadılar. Sen özgürsün Tenar. Sana bir köle olduğun öğretildi ama sen kendini özgür kıldın."
"Bazı acılar vardır. Geçtiğine siz bile inanırsınız ama geçmez. O sızı hiç dinmez ve bir yerlerde gizlenir kalır."
Huzursuzum... Son sayfayı okuyup kitabın kapağını kapattığımdan beri huzursuzum. Evet huzur dolu bir renk mavi, içimi açan bir renk mavi ama artık maviyi görünce o mavi otobüsle İstanbul-Ankara yolunda olan yolculuğum
Bosna'nın özgürlük önderi, yol göstericisi, Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç'in çeşitli yerlerde çeşitli vesilelerle yaptığı bir dizi konuşma ve deklarasyondan oluşan ve tarihi gerçekleri yansıtan derleme bir kitap.
Aliya İzzetbegoviç'in konuşmalarından şu husus çok rahat anlaşılabiliyor; "Gerek Yugoslavya bazında gerekse Bosna-Hersek bazında ayrılığı uygun görmeyerek daima birlik ve beraberlik taraftarı bir tavır sergiliyor." Fakat gerek ülkenin kozmopolit bir yapı arzetmesi gerekse diğer milletlerin bu hususta Aliya gibi düşünmeyip şiddet, ayrılık, soykırım yanlısı olması bu durumun gerçekleşmesini mümkün kılmıyor. Aliya da bu duruma karşılık olarak kendi halkının birliğini, dirliğini sağlamaya kendi varlığını adayarak "Köle Olmayacağız" diye özelde bütün Avrupa'ya genelde ise dünyaya haykırıyor. Savaşa asla koşarak, hayır umarak dahil olmuyor. Bakılınca bu olguya savaş demek de pek akıl karı gözükmüyor. Zira savaş dediğimiz şeyin de bir hukuku vardır. Bosna'daki durum demografik, kültürel bir yıkımı hedefleyen aşağılık bir girişimdir.
İnsan görünce daha iyi anlıyor. Bugün Bosna'ya gittiğinizde oradaki İslam esintilerini görmek insanı oldukça duygulandırıyor. Haricinde şöyle bir manzara ile karşılıyor Bosna sizleri: Binalarındaki savaş izleriyle geçmişi unutturmuyor, yine o binalardan sarkan rengarenk çiçeklerle geleceğe umutla baktırıyor.
Ruhun şad, mekanın cennet olsun Bilge Kral, biz senin ve haklı davanın yanındayız...