"Eğer üzülmeye devam etseydim belki de bunların hiçbirini yapamayacaktım, çünkü üzüntünün en kötü yönü insanın dikkatini verme özelliğini tamamen yok ediyor olmasıdır. Üzüldüğümüz zaman düşüncelerimiz dağılıyor ve karar verme gücümüzü yitiriyoruz. Ama kendimizi en kötü şeyle yüzleşmeye hazırlayıp zihinsel olarak bunu kabullenirsek, bütün bu yıpratıcı düşüncelerden kurtuluyor ve sorunumuza dikkatimizi verebiliyoruz."
Zaha Hadid, Frank Gehry gibi yabancı örneklerle onları aşağılık karmaşasına düşürüyoruz sanki...Onlardan cambazlığı öğreniyorlar. Biçimlerle göz boyuyorlar. 1960 larda, ileriye bakan kimi yapıtlar gerçekleştirmedik değil.
"Her şeyde, kendi yağımızla kavrularak, ayaklarımız üzerinde durmağa çalıştık Cumhuriyet'te...
Üretim yerleri (şimdilerde yalnızca tüketiyoruz), Anadolu'yu donatmak için demiryolları vb. yapmadık mı? (Bu gün satılmadık bir şeyimiz kaldı mı?)"
"Mimar Sinan'a halk arasında çıraklık görevi saydıkları yapıyı yapma görevi elli yaşındayken verilmişti.
Oysa bu gün önüne gelen onarıma soyunuyor, yeter ki elinde dört yıllık bir eğitimin ardından aldığı bir "diploma" olsun."