Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Eg-Mont'un Kont Oliva'ya verdiği cevap / Goethe'nin bir oyunundan
Görülmez ruhlar tarafından mahmuzlanmış gibi zamanın atları yazgımızın hafif arabasını çekerler ve bize sadece cesurca dizginleri tutmak ve tekerlekleri döndürmek kalır.
"Psikolojik açıdan uyumsuzluk var. Kont alçağın teki; bu doğru. Kont dolandırıcı; bu da doğru. Kont kadınların zaaflarından yararlanıyor; bu da doğru. Madamın mücevherlerini çalmaya niyetlenmişti; bu da doğru olabilir. Peki ama o cinayet işleyebilecek tipte bir adam mı? Bence hayır. Kont tipinde biri alçağın teki olabilir, ama bu tipler genellikle büyük risklere girmezler. "
Sayfa 125
Reklam
Adamın durumunda, üzerinde düşünülmesi gereken bir şey olduğu kesin. İnsan doğru bir şekilde sıralayabilse, Amerikalı gazetecilerin "hikâye" dediği şeyi oluşturacak pek çok nokta var. Gerçekler şöyle: "İçmek"ten bahsetmiyor. Herhangi bir şeyin "ruhu"nun ağırlığını yüklenmekten korkuyor. Gelecekte "yaşam" eksikliği çekmekten korkmuyor. Daha düşük canlı türlerini tamamen küçümsüyor, ama ruhlarının peşine düşmesinden korkuyor. Mantıksal olarak bütün bunlar tek yöne işaret ediyor: Daha yüksek bir yaşam biçimi elde edeceğine dair teminat almış. Ama sonuçtan korkuyor - bir ruhun yükü. O zaman insan ruhu var aklında! Ya teminat-? Merhametli Tanrı'm! Kont onu bulmuş ve yeni bir dehşet planı kapıda!
Sayfa 307 - Dr. Seward'ın Günlüğü, 1 Ekim | Reinfield hakkındaKitabı okuyor
Bu tanımla evi bulabileceğimi düşündüm, böylece dostuma bilgi için ödeme yapıp Piccadilly'ye doğru yola çıktım. Yeni, acı verici bir bilgi edinmiştim: Anlaşılan Kont, toprak kutularını bizzat taşıyabiliyordu. Eğer öyleyse, zaman kıymetliydi, çünkü, artık belli oranda dağıtım yapıldığına göre, zamanını kendisi seçerek, kimseye görünmeden işini bitirebilirdi.
Sayfa 299 - Jonathan Harker'ın Günlüğü, 2 Ekim, akşamKitabı okuyor
Büyük Kumandan Ukbe Bin Nafi
Dönemin siyasî gelişmeleri çerçevesinde görevden alındığı birkaç yılın ardından, yeniden İfrîkiye valiliğine tayin edilen Ukbe bin Nâfi, 682'ye kadar Kuzey Afrika'nın tamamında fetih harekâtını devam ettirdi. Atlas Dağları'nı aşarak bugünkü Fas topraklarını hakimiyeti altına alan Ukbe, kuzeyde Akdeniz kıyısındaki Tanca'nın Hıristiyan valisine (Kont Julian) boyun eğdirdi. Tarih kaynakları, Ukbe'nin, atını Atlas Okyanusu'na sürerek, "Rabbim! Eğer şu deniz engel olmasaydı, senin dinini yaymak ve küfür ehliyle savaşmak için, Zülkarneyn'in yaptığı gibi nice ülkeleri fethederdim!" dediğini kaydediyor. Batılı tarihçilerin "Müslüman İskender" lakabıyla andığı Ukbe, Mağrib'in fethinden Kayravan'a dönerken pusuya düşürülerek şehit edildiği yerde, Cezayir'in Biskra kenti yakınlarındaki Sîdî Ukbe kasabasında mahşer sabahını bekliyor şimdi.
Sayfa 126Kitabı okudu
İnsomnia -zeka
Peki uyuyamamak yüksek zeka ile ilişkili olabilir mi? "Bence insomnia daha yüksek zekaya giden yoldur" diyen Margaret Duras'ya göre olabilir. Matrix filminde, uyuyanlar her şeyi kaçırırken, uyumayan kahramanlar matriksi görebiliyordu. Sanço Panza mışıl mışıl uyurken, Don Kişot hep ayaktaydı. Parma Manastırı'nda Kont Mosca, "(benim gibi) beyni olan biri pek uyuyamaz" diyordu. Yine de uykusuzluğu deha ile eş tutmak, dayanaksız bir çıkarım olur. Her gece 10 saat uyumasıyla ünlü Einstein'in dehası şüphe götürmez. "Rahat bir vicdan, refah dolu bir hayattan daha değerlidir. İyi bir yataktansa iyi bir uykuyu tercih ederim" diyen siyasi deha Winston Churchill'in de ofisinde iyi uyuduğu iyi bir yatağı vardı. Savaşı kazanmasını uykusunu almaya borçlu olduğunu söylüyordu. "İngiliz Adaları işgal altında değilse" kimsenin onu uyandırmasına izin yoktu. ABD eski başkanı Obama, gecede altı-sekiz saat uyuduğunu söylüyordu. Personel onu "sadece büyük bir kriz olursa" uyandırabileceğini biliyordu.
Bahar ErişKitabı okudu
Reklam
Ne zaman ki bir Maya, "Gönlüm kupkuru, (takin kont'on) diyorsa, bu onun" Susadım "demesinden çok daha başka birşeydir.
Tolstoy'un Levin'i (Anna Karenina)
Levin gibi kişiliklerde kesin bir inancın olabileceği biraz şüphelidir. Levin kendini halk olarak nitelemeye bayılıyor, ama bu bay, Kont Lev Tolstoy'un genellikle anlatıcısı olduğu orta sınıf soylu çevreden Moskovalı bir beyefendidir... Levin gibiler ne kadar halkla beraber yaşarlarsa yaşasınlar ya da halkın yanında olurlarsa olsunlar, bunlar asla halk olamazlar, üstelik birçok açıdan da halkı kesinlikle anlayamazlar.
Sayfa 901 - 902 Yapı Kredi Yayınları
Her şeyin üzerine tuhaf bir dinginlik çökmüş gibiydi; fakat kulak kabarttığımda vadinin aşağısından geliyormuş gibi görünen çok sayıda kurdun ulumasını duydum. Kont'un gözleri ışıldadı ve şöyle dedi: Şunlara kulak verin -gecenin çocukları. Ne müzik yapıyorlar ama!" Sanırım yüzümde ona tuhaf gelen bir ifade görünce şöyle ekledi: "Ah, efendim, siz şehirli kimseler avcının duygularını anlayamazsınız."
O gece uykumda annemin yaptığı gölgeden köpekle oynuyordum. O küçük gölgeden köpeğe bir de isim vermiştim; Kont’tu ismi. Rüyamda o kadar gerçekti ki Kont. Kapımız kırılarak açıldığında bizi koruyacak sanmıştım, koruyamadı.
Reklam
Goethe'nin erken dönem Kur'an çalışmalarında, kesinlikle çoğu kez ardında belirsizlikten öte bir şey saklı olmayan dinî tolerans mevzubahis değildi. Goethe'nin Kur'an incelemeleri, daha çok kendisi tarafından ulaşılabilen bütün dini inançları tanıma yönündeki şiddetli karakteristik arzudan kaynaklanıyordu. Şiir ve Hakikat (1.
"Ben sıradan bir vampir değilim küçük hanım," dedi Sidra. "Çok ama çok yaşlı bir vampi..." "Anladık yahu!" Doğrulup alaycı bir şekilde gözlerimi irileştirdim. "En vampir sensin Kont Drakula. Başka?"
Sayfa 252Kitabı okudu
Aşk, sevgili kont, ancak güvenle var olur.
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Tolstoy başkadır.Tolstoy,Rusya’dır. Lenin’in tarif ettiği gibi,Rus köylüsünü hiç kimse bu kont kadar anlayamamıştır.
Sayfa 217Kitabı okudu
Mehmet Eymür, Kont-Terör Merkezinin başına gelir gelmez Özel Harp Dairesinden emekli veya başka yollarla ayrılan subay ve ast subayları kadrosuna kattu. Kontr-Terör Merkezinde görev yapanlar arasında 1999 yılında Kenya'dan Abdullah Öcalan'ı paketleyip getiren emekli Albay merhum Abdullah Soyluoğlu da vardı. Türkiye, onun sadece gözlerini görüp o tarihe geçen "Memlekete Hoş Geldin Öcalan" sözlerini duydu.
Sayfa 70 - Kripto Yayınları 22. BaskıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.