Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden, Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak, Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak... Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta, Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta... Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller; Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller, Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer? Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta, Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...
Oysa ne çok cümlem vardı benim Her şeye inat yüreğimi ısıtan ne çok hayal ...
Reklam
Melâli anlamayan nesle âşinâ değiliz.
Merdiven
Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak... Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta Kızıl hevâları seyret ki akşam olmakta Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller, Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller, Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer? Bu bir lisan-ı hafîdir ki rûha dolmakta, Kızıl hevâları seyret ki akşam olmakta.
"Ahmet Haşim gelmeyecek mi bu toplantıya?" Refik Halit müstehzi bir tebessümle gülümseyerek: "O, insanlar arasına karışmaz. Vahşinin biridir" dedi ve ilave etti: "Onu görmeseniz daha iyi olur. Haliyle, suratıyla pek hoşa gidecek adam değildir. Onunla da Galatasaray'dan tanışırız ama, uzaktan uzağa..." Refik Halit'in Ahmet Haşim hakkında verdiği bu menfi bilgiye rağmen, ben, içimden, "O Belde" şiirindeki bir mısrayı tekrar ediyordum: "Melali anlamayan nesle aşina değiliz"
“Melâl kelimesi Haşim sayesinde yaşıyor. Çünkü “Melâli anlamayan nesle âşina değiliz,” mısraıyla yalnız kendi çağının gençliğini değil gelecek nesilleri de sorguladı şair.”
Sayfa 14 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Akşam, yine akşam, yine akşam Bir sırma kemerdir suya baksam; Üstümde semâ kavs-i mutalsam! Akşam, yine akşam, yine akşam Göllerde bu dem bir kamış olsam...
"Kederi anlamayan nesle aşina değiliz."
Denizlerden Esen bu ince havâ saçlarınla eğlensin. Bilsen Melâl-i hasret ü gurbetle ufk-i şâma bakan Bu gözlerinle, bu hüznünle sen ne dilbersin! Ne sen, Ne ben, Ne de hüsnünde toplanan bu mesâ,
224 syf.
3/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Şair Ahmet Haşim’in köşe yazılarının derlemesi olan “Bize Göre” ilk olarak 1928 yılında basılmıştır. Eserde; o yılların şehir hayatı, entelektüel tartışmaları, gündelik algılarıyla ilgili meseleler ve gelişmeler, ait olduğu kültürün gözünden kendi deyimiyle “Bize Göre” bir yaklaşımla ortaya koyulmuştur. Ahmet Haşim ilk nesirlerini topladığı “Bize Göre” ile dönemin gündemini ve gözlemlerini kendine has bir üslupla bir araya getirmiştir. Abdülhak Şinasi Hisar, bu yazılarla ilgili şunları söylemiştir: “Hatırlıyorum, Ahmet Haşim, İkdam’da bir “Bize Göre” parçasını, fikrinden ve kalbinden sızdıra sızdıra akşama doğru bitirir ve imzalardı. En evvel, yazdıklarını birer birer herkese, İkdam’ın her yazarına ve her gelen misafirine okurdu. Hepsinden bir tavsiye, bir fikir, bir his almaya, her yeni okuyuşu üzerine bir tashih daha yapmaya çalışırdı.”
Bize Göre
Bize GöreAhmet Haşim · Etkileşim Yayınları · 20133,607 okunma
·
Puan vermedi
Merdiven
MERDİVEN Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden, Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak, Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak... Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta, Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta... Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller; Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller, Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer? Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta, Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...
Ahmet Haşim
Ahmet Haşim
Ahmet Haşim
Ahmet HaşimYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 2000130 okunma
Reklam
96 syf.
·
Puan vermedi
·
20 saatte okudu
Sembolik bir dile sahip deneme türünde bir eser. Yine de okurken aklınızda yer eden ve farkındalık uyandıran alıntılar bulacaksınız bu kitapta. Bayılacaksınız diyemem ama size bir şeyler katacağına söz verebilirim.
Gurebahane-i Laklakan
Gurebahane-i LaklakanAhmet Haşim · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20201,389 okunma
Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden, Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak, Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta, Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta... Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller; Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller, Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer? Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta, Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.