Bak, bil ki domuzların önüne inciler serilmez, mücevherden sarraflar anlar ancak, başkası bilmez. Ne fark eder ki kör insan için, elmas da bir cam da, sana bakan bir kör ise, sakın kendini camdan sanma…
Şiddetli otoriter ebeveynlerin çocukları bir şekilde bu şiddetten korunmak için uyum sağlamayı tercih edebiliyorlar. Kendi olmak noktasında hiçbir girişimde bulunmuyor, tamamen çekinik bir pozisyonda kalabiliyorlar.
En kötü, en imkânsız anlarda onu sevecek kişiler olamayacaksak, aile kavramının ne anlamı vardı?
Çuvalladıkları anda umursamayı bırakırsak bunların ne anlamı kalırdı?
Anneler gittiklerinde arkalarında daha büyük boşluklar bırakırlar. Onlar bir gün çekip gittiklerinde, peşlerinde ‘yetim - öksüz’ kalan çok olur: Mutfaktaki dolap, perdeler, kavanozun içindeki eski düğmeler, özenle saklanmış küçülmüş giysiler, dolap diplerindeki kurdeleler…