Aşk öyle bir sır oldu ki; hafî oldu, êhfâ oldu..
Cümle cemîl'lerden de, âlâ oldu.
Geriye kalan yegâne, Cemâl'i bâ kemâle seyr oldu.
Arş, kürsü, küllü eridi, kül oldu...
Ol Kün fe yekün oldu, hark fe yekün!
Şiire-şaire nişâne, ancak bir harf düştü:
" ع " ......
خ ف ز ي
Ali
@alielkasobavi
·
10 Nisan 21:57
gözlerin sırr-ı kadim, ben sır tutarım dedim
dediler aşık sırrı anmak da sırra halel
Bir hadis-i şerifte: "Kim ramazan ve kurban bayramı gecelerini sevabını Allah'tan bekleyerek ihya ederse kalplerin öleceği günde onun kalbi ölmez." buyrulmuştur.
Gönül Allah'la 'birlik' oldukça, bilinmez olanı bilemeyişinin bilinmesi öyle berraklaşır ve berraklaştıkça bilmek öyle gereksizleşir ki,bu bilmekten çok daha doyurucu ve çok daha duyurucudur. Bu durum,hiçbir bilginin başaramayacağı kadar gönlü hoş, kalbi dingin,göğsü ferah kılar.
Aşıklar Allah mezhebindendir;
Eğer Allah bir kula nur dolu bir nasip vermişse o kul kendini etiketlerden arındırır ve Allah'ın halifesi oluşunun gereğini yaşar. Hakikatte insan olmak ve tekliğe iman etmek ve gereğini yaşayabilmek ve uygulayabilmektir.
Aşkın şerhinde akıl,çamura saplanmış eşek gibi yattı,kaldı.Aşkı,âşıklığı yine aşk şerh etti.Güneşin vücuduna delil yine güneştir.Sana delil lazımsa güneşten yüz çevirme.Gerçi gölge de güneşin varlığından bir nişan verir.Fakat asıl güneş her an can nuru bahşeyler.
Muhammed Pârsâ