Muhammed Reşid Rıza'nın Fetvası:
"Filistin ve civarından Yahudilere yahut İngilizlere bir şey satan Mescid-i Aksa'yı veya bütün vatanı satmış gibidir."
Sayfa 117Kitabı okudu
Kudüs uzaktan anlaşılacak bir şehir değildir. Hakkında onlarca kitap okusanız sadece bilginiz artar. Kudüs yaşanılacak şehirdir. Kudüs'ü yaşarsanız sadece ilminiz değil aşkınız da artar.
Sayfa 51Kitabı okudu
Zalimin her yerde adı yezit, kavmi yezit...
Gazze yanık, Gazze susuz, Gazze avaz avaz!
Sayfa 110Kitabı okudu
Annem bilmiyor ki; ben Ağabeyim Abdullah'ın sapanını tavanda bulduğumdan beri, arkadaşlarla toplanıp şeytan taşlamaya gittiğimi. Annem beni top peşinde koşuyor sanıyor; nerden bilecek ki tek kale maç yapacak kadar bile arkadaşım kalmadı!
Sayfa 14Kitabı okudu
Ah Kudüs! İslam milleti ne kadar kayıtsızsa sende o kadar yalnızsın.
Sayfa 54Kitabı okudu
Kendini ihya edemeyen Kudüs'ü inşa edemez. Sen iyi insan ol sonra iyi Müslüman... İnsanlığımızın görünmediği yerde Müslümanlığımız var olamaz çünkü.
Sayfa 46Kitabı okudu
Eğer aslanlar meydandan çekilirlerse
Tilkilerin onların yerini alması garib değildir.
Sayfa 92Kitabı okudu
OSMANLI ZAMANINDA YASANAN GARIP VAKALAR
Hemen her sabah sokaklarda 40-50 ceset görülüyordu, celladlar tütün içerken yakalananların başlarıni vurup kellelerini koltuklarının altina koyuyor ve tütün çubugunuda kesik başın agzına bırakıyorlardı...
Sen çepeçevre dünyanı demirden kuşatmışken, demiri yaratan Rabbini unutur musun
Sayfa 93Kitabı okudu
Kudüs hatırlamak değildir.
Kudüs hiç unutmamaktır.
Sayfa 98Kitabı okudu
Akıp giden kan sanmayın, sizin gördüğünüz kırmızı
Bir devrin utancıdır riyakâr yüzlerde.
Sayfa 105Kitabı okudu
Gerçekten de tarih, yazgıcılığın bile güçlü pratik eyleme her zaman engel oluşturmadığını göstermektedir; aksine, bazı dönemlerde yazgıcılık, bu tür eylemlerin zorunlu psikolojik temelini oluşturmuştur. Bunun kanıtı olarak on yedinci yüzyıl İngilteresi'nde zindelikleriyle tüm diğer kesimleri gölgede bırakan Püritenlere ve kısa sürede Hindistan'dan İspanya'ya uzanarak dünyanın devasa bir kısmını buyrukları altına sokan Muhammed'in müritlerine dikkat çekelim. Belirli bir olaylar dizisinin kaçınılmazlığına kani olmanın, bu olayların gelişimine yardımcı olma veya karşı çıkma yönündeki tüm psikolojik olasılıkları ortadan kaldırmaya yeteceğini düşünenler fazlasıyla yanılmaktadırlar
Köyün gençlerinden bir grup kendi ektikleri buğdayları hasad etmek için tarlalara indiklerinde, Yahudi devriyeleri onları yakalayarak, karınlarını yarıp içlerine buğday ve arpa doldurdular. Sonra da herkese ibret olması için cesetlerini herkesin göreceği şekilde demir mızraklara oturttular.
Sayfa 58Kitabı okudu
Ah Kudüs! Huzuru ve hüznü senden daha kuvvetli hangi şehir yaşatır ki insana... Seni görünce içimize ateş gibi düşen "Ah!"tan başka neyimiz var ki...
Sayfa 54Kitabı okudu
"Zaman benim başıma her belayı getirdi,
Sen kalabalığın içinden bana nasıl ulaştın?
Her tarafımı öyle yare pâre ettin ki,
Ne bir kılıç için ne de ok için yer kaldı."
Sayfa 52Kitabı okudu