Babalar..
Bizim ilk tanıdığımız er kişi muhtemelen kendisi. Bizimle çok şey öğrenen ve birçok şeyi de öğrenemeyen, her halükarda büyük bir tecrübe yaşayan ebeveynimiz.. Bizim toplumda genel olarak böyle sanırım, ilk çocukta özellikle büyük bir tecrübe yaşanması sonucu daha iyi öğrenilir babalık, öncesinde çok bir hazırlık yapılmaz.
Bu eser bir babayı anlatıyor biraz. Son zamanlarını anlatıyor. Temel kurgusu basitçe böyle. Bundan başka çok fazla güzel ek öğe içeriyor ve çok güzel mesajlar veriyor. Baba diye kısılıp kalmamış yani. Beni en çok etkileyen kısımları hafif mistik, ürpertici havası ve insanların artık değiştiği yönünde birkaç örneği anlattığı kısımlar.
Bu yol Pasin'e gider
Döner tersine gider..
"Babalar, Korel," dedim kısık bir sesle fakat acıyla. "Babalar ölmek için çok güçlü, ölümsüz olmak için fazla acıya batmışlar. Babalar yaşamak için fazla güçsüzler... Babalar, Korel. Anlıyor musun? Babalar. Onlar kız çocuklarını yaşatmak için fazla fedakar, kız çocuklarını yalnız bırakmak için fazla gaddarlar."
Babalarla uğraşmak hep kolay değildir, hele kendileri de babalarından sevgi görmemişlerse. O zaman bildikleri her şey onlara babaların kendi düzenleri olması gerektiğini anlatır, öyle ya da böyle. Aynca herkes gibi babaların da hayatın işleyişine ayak uydurmaları, kendilerini idare etmeleri ve ayakta tutmaları gerekir. Sırf buna bile güçlerinin zar zor yettiği çok zaman olmalı, gölgelerinde bir şekilde büyüyen çocuğa sevgi göstermek şöyle dursun.