Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
SON...
Dal kuru, dalga uysal Herkes her şeyin sahtesine alışkın.. Şiir bitti! Soldu içli sesin beslediği tomurcuk Alaycı çalgıcılar dökülüyor şarkılardan Hüzün sürgün, aşk yılışık.. Şiir bitti! Dindi rüzgârı tükenmez gücün Ağıtlar yetim, türküler öksüz Zalim yaradana pervasız, mazlum ölümüne çaresiz..
Sayfa 214 - Nihat Behram Mart 1997. Son şiirlerinden Ayaklanma Çağrısı aldı şiiri.Kitabı okudu
En uzun günüydü ömrümün bir yanı sabır bir yanı tınmaz bir yanı kahır bir yanı kanmaz bir kez daha sığınarak kendi yüreğime kendi şehrimde yeniden başlıyorum yazmaya yeniden ve yine yapayalnız.. Ömrüm senden özür diliyorum! Nihat Behram, Ekim 96, İstanbul
Sayfa 211Kitabı okudu
Reklam
Bu şehir gençliğimdi benim, aşklarım, gizlerim, meraklarım, kavuşup kavuşup yitirdiğim sevincim.. Kimi külhan, kimi ceylan nicesiyle kapışarak belanın dövüşürken bu şehir kurtulsun diye acılarından, şimdi, parçalanmış canlara bakarken bile sağır acılardan zevk alan insanlar mı çoğalmış? Kimisi yalanı kanıksamış, kimisi suskun kalanı..
Sayfa 210Kitabı okudu
"Delikanlım, İyi bak yıldızlara. Onları belki bir daha göremezsin. Belki bir daha yıldızların ışığında kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin. Delikanlım, sen ki, ya bir köşe başında Kaşından kan sızarak gebereceksin. Ya da bir devrimci gibi darağacında can vereceksin."
Sayfa 185 - Deniz Gezmiş'in içerde ve dışarda dilinden düşürmediği dizeler.Kitabı okudu
Bir serçe kümesinin konması karşıki dala belki hiçbir şeydir, ama sevgilimin mektubunda bir kuş resmi beni coşkulandırabilir. Milyarla yıldız arasında tanırım onu çünkü seyredince güzelleşir sevginin ışıltısı.
Reklam
. Bakın! Zırhlarla çevirmiş, tel örgüler ve taş duvarlarla halkın çevresini; doğrulsun istemiyorlar bin yıldır ezilenler, Kardeşler! Hızın, özverinin, hareketin kardeşleri! .
Sayfa 132Kitabı okudu
. . O günler, kendi karanlığı içinde geçti gitti. Geçen sadece günlerdi. Ölümse sadece biçim değiştirdi... . .
Sayfa 130Kitabı okudu
Devrimci geçmişi olan tutukluluların ;
Her hücrenin duvarında "kendi kendinle de olsa konuşmanın, şarkı söylemenin, gazete okumanın, radyo dinlemenin, yazı yazmanın, gündüzleri uyumanın, ziyaretçiyle görüşmenin... yasak" olduğuna ilişkin bir komut asılıydı. Serbest olan tek şey soluk almaktı. Oksijeni azalmış bir akvaryumdaki balıklar gibi o da... .
Sayfa 128Kitabı okudu
1972 sıkıyönetim dönemiyle birlikte, çok sayıda insan tutuklanmış ve bunlar gruplara ayrılarak, çeşitli davaların sanıkları sayılmışlardı. "83'ler Davası", "Dev-Genç Davası", "THKO Davası"... gibi. Ve bu dava sanıklarının çoğu "idam istemiyle yargılanıyorlardı. Bir anda yüzlerce sanığın idam istemiyle yargılanışına tanık olunmuştu. İdam istemiyle yargılamaların; yargılayanlar, yargılananlar ve güvenlik kuvvetleri üzerinde ayrı ayrı yansımaları vardı.
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
BAHARDI ...
Oyarken yuvasını yarlara kartal çelik tırnaklarıyla kopardığı kayalar ışık, kanat ve hırslanışı toplayıp kıvılcımlarına nasıl çağıltıyla inerse dipsiz uçurumlara sular arasına gizlediği rüzgârı balabanlar kalkarken nasıl bırakırsa sazlara yüzün öyleydi baharda halkların dünyayı kaplayan yakarışları ve mahpuslar ve ölümlerini bekleyen
Sayfa 125 - ) Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamları nedeniyle yapılan eylemlerden bi- rinde, taşıdığı bombalar üzerinde patlayan İbrahim Cenet'in iki kolu ve baca- ğı kopmuştu. Şiirde anlatılan bu olaydır. (N. Behram, sıkıyönetim kayıtlarına "Bomba DavasıKitabı okudu
. . Dışarda aynı gün, aynı dünya, aynı insanlar. Ve ilk kez o gün anladım, bir odanın, bir evin, bir sokağın, bir şehrin bir insana düşmanca bir acı verebileceğini... . .
Sayfa 123Kitabı okudu
Son günlerine kadar büyük bir ısrarla kitap istiyorlardı, yeni haberleri, yayınları merak ediyorlarlardı. Özellikle romanlara meraklı olan Deniz en son babasından Tolstoy'un "Savaş ve Barışını istemişti. Yakınlarının onlarla son görüşmeleri, açlık grevlerinin 12. gününe rastladı. 12 gündür ölüm orucuna yatmışlardı. Ve ölüm oruçlarının nedenlerini açıklamışlardı. Bu onların, ölümleri dışında son eylemleri oldu...
YAŞAMAK ADINA
Doldurdu gırtlağını kalbinden esen rüzgâr Dağıldı sessizce yaralarına Kalbin ki susarak neler söyledi En güzel şiirler bile uzaktı ona. Sinan Cemgil için
Birlikte yaşayan, birlikte ölen Deniz, Yusuf ve Hüseyin aynı mezarlıkta
Yusuf'un babası Cemil Gezmiş'e, "Gel bu çocukları ayırma yalım, birlikte yaşayıp birlikte öldüler, onları birlikte göme lim," diyordu. Çıkıp mezarlığı gezdiler. Sonunda Cemil Gezmiş fazla ısrar etmedi. Ve Yenimahalle Belediyesi'nden mezar yeri almaya gittiler. Görevlilerle uzun uzun tartışıyorlardı. Üçünün de babası, oğullarının yan yana gömülmesini istiyordu. Mezarlıklar Mü- dürü ise, "Aynı mezarlıkta olsun, fakat ayrı ayrı bölgelerde yer vereceğiz," diyordu. Onların, "Çocuklarımızı ayırmayacağız," ısrarı karşısında, Mezarlıklar Müdürü, "Emir böyle," demek zorunda kalmıştı. Sonunda Deniz, Yusuf ve Hüseyin'in, aralarında başka mezarlar olması kaydıyla, aynı sırada gömülmelerine izin verildi. Birlikte yaşayan, birlikte ölen Deniz, Yusuf ve Hüseyin'in, birlikte gömülmesi de "Emir böyle" olduğu için engellenmişti.
49 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.