Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Deniz Gezmiş'in dar ağacına giderken yazdırdığı son mektubu
Deniz, son mektubunu önceden hazırlamamıştı. Son mektubunu darağacının karşısında yazdıracaktı. Bir zabıt katibi ve daktilo getirttiler. Sigara içeceğini söyledi. Bir görevli Deniz'in sigarasından bir tane ağzına koyup yaktı. Bir-iki nefes çektikten sonra geri aldı. Deniz istedikçe veriyordu. Darağacına bakarak son mektubunu yazdırmaya
Bu şehir gençliğimdi benim, aşklarım, gizlerim, meraklarım, kavuşup kavuşup yitirdiğim sevincim.. Kimi külhan, kimi ceylan nicesiyle kapışarak belanın dövüşürken bu şehir kurtulsun diye acılarından, şimdi, parçalanmış canlara bakarken bile sağır acılardan zevk alan insanlar mı çoğalmış? Kimisi yalanı kanıksamış, kimisi suskun kalanı..
Sayfa 210Kitabı okudu
Reklam
Bir serçe kümesinin konması karşıki dala belki hiçbir şeydir, ama sevgilimin mektubunda bir kuş resmi beni coşkulandırabilir. Milyarla yıldız arasında tanırım onu çünkü seyredince güzelleşir sevginin ışıltısı.
Son günlerine kadar büyük bir ısrarla kitap istiyorlardı, yeni haberleri, yayınları merak ediyorlarlardı. Özellikle romanlara meraklı olan Deniz en son babasından Tolstoy'un "Savaş ve Barışını istemişti. Yakınlarının onlarla son görüşmeleri, açlık grevlerinin 12. gününe rastladı. 12 gündür ölüm orucuna yatmışlardı. Ve ölüm oruçlarının nedenlerini açıklamışlardı. Bu onların, ölümleri dışında son eylemleri oldu...
. . Dışarda aynı gün, aynı dünya, aynı insanlar. Ve ilk kez o gün anladım, bir odanın, bir evin, bir sokağın, bir şehrin bir insana düşmanca bir acı verebileceğini... . .
Sayfa 123Kitabı okudu
Reklam
SON...
Dal kuru, dalga uysal Herkes her şeyin sahtesine alışkın.. Şiir bitti! Soldu içli sesin beslediği tomurcuk Alaycı çalgıcılar dökülüyor şarkılardan Hüzün sürgün, aşk yılışık.. Şiir bitti! Dindi rüzgârı tükenmez gücün Ağıtlar yetim, türküler öksüz Zalim yaradana pervasız, mazlum ölümüne çaresiz..
Sayfa 214 - Nihat Behram Mart 1997. Son şiirlerinden Ayaklanma Çağrısı aldı şiiri.Kitabı okudu
En uzun günüydü ömrümün bir yanı sabır bir yanı tınmaz bir yanı kahır bir yanı kanmaz bir kez daha sığınarak kendi yüreğime kendi şehrimde yeniden başlıyorum yazmaya yeniden ve yine yapayalnız.. Ömrüm senden özür diliyorum! Nihat Behram, Ekim 96, İstanbul
Sayfa 211Kitabı okudu
"Delikanlım, İyi bak yıldızlara. Onları belki bir daha göremezsin. Belki bir daha yıldızların ışığında kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin. Delikanlım, sen ki, ya bir köşe başında Kaşından kan sızarak gebereceksin. Ya da bir devrimci gibi darağacında can vereceksin."
Sayfa 185 - Deniz Gezmiş'in içerde ve dışarda dilinden düşürmediği dizeler.Kitabı okudu
Devrimci geçmişi olan tutukluluların ;
Her hücrenin duvarında "kendi kendinle de olsa konuşmanın, şarkı söylemenin, gazete okumanın, radyo dinlemenin, yazı yazmanın, gündüzleri uyumanın, ziyaretçiyle görüşmenin... yasak" olduğuna ilişkin bir komut asılıydı. Serbest olan tek şey soluk almaktı. Oksijeni azalmış bir akvaryumdaki balıklar gibi o da... .
Sayfa 128Kitabı okudu
Reklam
BAHARDI ...
Oyarken yuvasını yarlara kartal çelik tırnaklarıyla kopardığı kayalar ışık, kanat ve hırslanışı toplayıp kıvılcımlarına nasıl çağıltıyla inerse dipsiz uçurumlara sular arasına gizlediği rüzgârı balabanlar kalkarken nasıl bırakırsa sazlara yüzün öyleydi baharda halkların dünyayı kaplayan yakarışları ve mahpuslar ve ölümlerini bekleyen
Sayfa 125 - ) Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamları nedeniyle yapılan eylemlerden bi- rinde, taşıdığı bombalar üzerinde patlayan İbrahim Cenet'in iki kolu ve baca- ğı kopmuştu. Şiirde anlatılan bu olaydır. (N. Behram, sıkıyönetim kayıtlarına "Bomba DavasıKitabı okudu
. Bakın! Zırhlarla çevirmiş, tel örgüler ve taş duvarlarla halkın çevresini; doğrulsun istemiyorlar bin yıldır ezilenler, Kardeşler! Hızın, özverinin, hareketin kardeşleri! .
Sayfa 132Kitabı okudu
YAŞAMAK ADINA
Doldurdu gırtlağını kalbinden esen rüzgâr Dağıldı sessizce yaralarına Kalbin ki susarak neler söyledi En güzel şiirler bile uzaktı ona. Sinan Cemgil için
1972 sıkıyönetim dönemiyle birlikte, çok sayıda insan tutuklanmış ve bunlar gruplara ayrılarak, çeşitli davaların sanıkları sayılmışlardı. "83'ler Davası", "Dev-Genç Davası", "THKO Davası"... gibi. Ve bu dava sanıklarının çoğu "idam istemiyle yargılanıyorlardı. Bir anda yüzlerce sanığın idam istemiyle yargılanışına tanık olunmuştu. İdam istemiyle yargılamaların; yargılayanlar, yargılananlar ve güvenlik kuvvetleri üzerinde ayrı ayrı yansımaları vardı.
Sayfa 127Kitabı okudu
Hüseyin İnan
Köyüne geldiği bir gün üstüne örttüğü yorganın kısa gelmesi karşısında, anasının eğilip Hüseyin'i öperek, "Üzülme oğlum, yarın yorganını uzatırım," dediğini anlatıyor babası. Hüseyin, "Benim için böyle bir zahmete girmeyin, belki bu, eve son gelişimdir," demişti...
49 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.