"Ne doğan güne hükmüm geçer, Ne halden anlayan bulunur; Ah aklımdan ölümüm geçer; Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur. Ve gönül Tanrısına der ki: - Pervam yok verdiğin elemden; Her mihnet kabulüm, yeter ki Gün eksilmesin penceremden!
"Ey zevk ve lezzete müptelâ insan! Ben yetmiş beş yaşımda, binler tecrübelerle ve hüccetlerle ve hadiselerle aynelyakîn bildim ki, hakikî zevk ve elemsiz lezzet ve kedersiz sevinç ve hayattaki saadet yalnız imandadır ve iman hakikatleri dairesinde bulunur. Yoksa, dünyevî bir lezzette çok elemler var. Bir üzüm tanesini yedirir, on tokat vurur gibi, hayatın lezzetini kaçırır."
﷽𝕷𝖆 𝖎𝖑𝖆𝖍ə 𝖎𝖑𝖑ə𝕬𝖑𝖑𝖆𝖍﷽🌼
Kalbin bir gün seni sevgiliye götürecek. Ruhun bir gün seni sevgiliye taşıyacak. Sakın acında kaybolma. Bil ki çektiğin acı bir gün dermanın olacak.
Hayırlı cumalar dilerim 🌼🌼🤍
Allahım güçlükler karşısında sabrımızı, güzellikler karşısında umudumuzu daim kıl. Birliğimizi ve beraberliğimizi bugünlerde olduğu gibi, her zaman daim eyle.
Amin
"Usulca yaklaştı dostuna:
''Ne var ne yok'' diye sordu..
Dostu tebessüm etti,
kısık bir sesle cevap verdi:
''Çok şey var, çok şey yok.."
Sonra derin bir nefes aldı ve yüksek sesle ilave etti:
"Var olana da,
Yok olana da,
ELHAMDULİLLAH"
🌹🌸🌹🌸
Ya Rabbi!
Sayılamayacak kadar çok günahlarımıza rağmen
o enbiya kullarına merhamet ettiğin gibi bize de
merhamet eyle,
bu aciz günahkar kullarını da affet Allah’ım!
Cumamız Mübarek Olsun 💐🤲🏻
Bir zamanlar bir şehrin girişinde yaşlı bir adamcağız otururmuş. Onu tanımayan bir yabancı yanına gelip sormuş:
“Bu şehre ilk gelişim; burada yaşayanlar nasıl insanlardır?”
İhtiyar soruya soruyla karşılık vermiş: “Senin geldiğin yerdeki insanlar nasıldır?”
Yabancı demiş ki, “Bencil ve kötü. Zaten o yüzden buraya geldim.”
İhtiyar ise şöyle demiş, “Burada da aynı öylelerini bulacaksın!”
Bir süre sonra bir başka yabancı gelip bizim ihtiyara sormuş:
“Buraya yeni geldim, söyle bana ihtiyar burada yaşayanlar nasıl insanlardır?”
İhtiyar ona da aynı cevabı vermiş:
“Söyle bana ahbap, senin geldiğin yerdekiler nasıldır?”
Yabancı cevap vermiş:
“İyi ve misafirperverdirler. Orada çok dostum vardı ve orayı zor bırakıp geldim.”
İhtiyar şöyle demiş:
“Burada da aynı öylelerini bulacaksın.”
Az ötede develerini sulayan bir çerçi konuşmalara kulak misafiri olmuş. İkinci yabancı uzaklaşır uzaklaşmaz bizim ihtiyarın yanına gelip sitemkâr bir eda ile şöyle demiş:
“Aynı soruya nasıl olup da tamamen farklı iki cevap verebiliyorsun?”
Bizimki demiş ki:
“Çünkü herkes yüreğinde kendi dünyasını taşır. Dünyaya yönelik bakışımız, dünyanın kendisi değildir; bizim algıladığımız hâliyle dünyadır. Bir yerde mutlu olan insan her yerde mutlu olacaktır. Bir yerde mutsuz olan da her yerde mutsuz.”