Felsefenin selâhiyeti: İlim bir şeyin nasıl olduğunu tedkik eder demiştim. Niçin öyle olduğunu tedkik vazifesi felsefeye aiddir. Meselâ nazar-ı dikkatimize bir hâdiseyi, bir koyunu alalım. İlim, nütfenin ana rahmine düştüğü dakikadan itibaren tedkiklere başlar. "Bir koyun nasıl meydana gelir?" denilirse, size bütün tafsilâtıyla haber verir. Lâkin bu verdiği malûmata karşı "Niçin böyle oluyor?" derseniz, ilim size cevap veremez. Hâdise ilmin malûmudur; tâli sebepleri de görebilir. Lâkin en büyük sebebi, gayeyi, hikmeti göremez ve niçin suâline cevap veremez. Beşeriyet bir hâdisenin nasıl meydana geldiğini bilmekle kanaat edemez, Her meçhule karşı, insan vicdanı, derhal "niçin?" sualini sorar. Bu sonuncu sualler, insaniyeti bilhassa işgal edenlerdir. Her akıllı ve gafil olmayan insan, dünyaya niçin geldiğini, nereye gideceğini, mükevvenâtın niçin mevcût olduğunu sorar ve sormağa fıtraten ve vicdanen zaruret hisseder...