Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
Hastalık mı suçu doğuruyordu, yoksa suç mu kendi yapısına uygun, hastalığa benzer bir şeyler geliştiriyordu?
Ama tuhaf şey, birden kimin ne düşündüğünü hiç de umursamadığını farketti.
Reklam
...anlıyor ya da hayır, anlamaktan çok, bütün varlığıyla duyumsuyordu; bu, şu ana kadar hiç bilmediği, tanımadığı, son derece tuhaf ve korkunç bir duyguydu. İşin en acı veren yanı da bunun bilinçli bir algılama, kavrama olmaktan çok bir duygu hem de ömrü boyunca tanıdığı en acı verici duygu olmasıydı.
Geçen her dakikayla birlikte, yeni, belirlenemez bir duygu sarıyordu bütün benliğini: Bu çevresindeki her şeye, karşılaştığı herkese karşı duyduğu sonsuz bir tiksinmeydi; kinle dolu bitmez tükenmez neredeyse fiziksel bir tiksinme...
Şu anda kendi deneyimiyle anlamıştı ki, dünyada kiminle olursa olsun yüzyüze gelmek onun en son isteyebileceği bir şeydi.
Akıllıca laflar dinlemek insanın her zaman hoşuna gider.
Reklam
Ağlaya sızlaya da olsa alışmışlar. İnsanoğlu denen aşağılık yaratığın alışamayacağı hiçbir şey yok galiba!..
Mahpusun benliğini korumak için gösterdiği her çaba suç sayılır; bu da ona mübah görülmüyorsa işlediği suçun ağır ya da hafif olmasının ne önemi olabilir?
Sayfa 98 - İş Bankası Hasan Âli Yücel Klasikler DizisiKitabı okuyor
Cahillik ne büyük mutluluktur!
Sayfa 43 - Everest Yayınları, Çeviri: Ülker İnceKitabı okuyor
Dostoyevski için aile hayatı her zaman iradelerin bir savaş alanı olarak kalacaktı. ilk olarak anne ve babasının gizli hayatlarından algılamayı öğrendiği bir şeydi bu.
Sayfa 38 - Everest Yayınları, Çeviri: Ülker İnceKitabı okuyor
Reklam
Hayatının son döneminde sık sık yaptığı gibi, kendisini Tolstoy'la karşılaştıran Dostoyevski, Tolstoy'un yapıtlarını bir romancının değil bir "tarihçi"nin ürünleri olarak tanımladı. Çünkü ona göre Tolstoy, "üst orta sınıf toplum katmanında yer alan durmuş oturmuş, dengeli, köklü bir toprak sahibi ailenin hayatını anlatıyordu.
Sayfa 29 - Everest Yayınları, Çeviri: Ülker İnceKitabı okuyor
Dostoyevski kadar önemli Rus yazarlarının hiçbiri, Rus toplumunu, en alt basamağından en üst basamağına kadar geniş bir yelpaze içinde tanıyan Dostoyevski'yle yarışamaz; Dostoyevski hayatının dört yılını, bir suçlu olarak, kendisi gibi suçlu köylülerle birlikte yan yana yaşayarak geçirmiş, daha sonra hayatının son döneminde Çar II. Aleksandr ailesinin genç üyeleriyle yemeklere davet edilmişti, Çar II. Aleksandr'ın Dostoyevski'nin sohbetlerinden yararlandığına inananlar bulunmaktadır.
Sayfa 13 - Everest Yayınları, Çeviri: Ülker İnceKitabı okuyor
Size yemin ederim ki, gereğinden fazla anlamak bir hastalıktır, gerçek bir hastalık ...
“Çok tuhaftı, ağlayamadım. Ama ruhum paramparça olmuştu.”
...bu sevginle beni öldürebileceğini biliyor musun? Biliyor musun, özellikle de yatağa uzanıp seni düşündüğümde (çünkü uykudan önce hep seni düşünürüm) kaç kez gözyaşlarına boğuldum, yüreğim çarpıp durdu, çünkü, çünkü... işte çünkü, beni öyle seviyorsun ki, bense yüreğimi hiçbir suretle hafifletemiyorum, sana nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum...
Sayfa 187 - Yufka YürekliKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.