Hayyam hissedilen ve maddî gerçeklerin karşısında bir büyük gerçeğe daha inanır. Bu da, hayır ve mutluluğa baskın çıkan şer ve kötülüktür. Muhtemelen Hayyam’daki bu cebrî düşünce daha çok astronomi ve maddeci felsefenin sonucunda oluşmuştur. Aldığı bilimsel eğitimin onun felsefî gelişimi üzerindeki etkisi tüm açıklığıyla görülür. Hayyam’a göre tabiat körükörüne dönüşünü sürdürür. Gökyüzü bomboştur ve kimsenin imdadına koşmaz.
Bâ çerh mekon hevâle kender reh-i akl
Çerh ez to hezâr bâr bîçâter est! (34)
Feleğe havale ederim deme işini. Akıl yolunda zira
Felek bin beter zavallı senden!
Sıkıntıya ve dara düşünce dua ediyorsunuz. Keş ke sevinçten havalara uçtuğunuzda ve bolluk günle rinde de dua etseniz.
Çünkü dua, varlığınızın canlı göklere yayılmasından başka nedir ki?
Karanlığınızı boşluğa dökmek sizi rahatlatıyorsa, yüreğinizde doğan güneşi de dökmek rahatlatacaktır.
Ve ruhunuz sizi duaya çağırdığında ağlamaktan başka bir şey gelmiyorsa elinizden, siz yeniden gü lebilene kadar o sizi bıkıp usanmadan teşvik etmelidir, tüm göz yaşlarınıza rağmen, ta ki siz yeniden gülebilene kadar.
Allahım, ne yaptığımdan çok emin değilim. Yalnızca iyi bir şeyler yapabilme ihtimalimin tatminini yaşıyorum. Lütfen çabamı batıla değil, doğru yola çıkar. Ve bir de... Onun kalbini bana yumuşat, benim tasavvur edemediğim her şeye hakim olan sensin.