2 Ocak
Mutluluk aradığımda sefahate batıyordum. Sonraları bu yaşamda mutsuz olmamanın yeterli olduğunu anladığımda, yoluma kötü kışkırtmalann daha az çıktığını gördüm. Şimdi inanıyorum ki hem erdemli olmak hem de mutsuz olmamak mümkündür.
Uykum yok. Yazmak içinse mürekkep yok. Yarına kadar mürekkep bulamam.
Çiftlikteyken daha da dindarlaştım.
Kural 1. Her sabah, gün boyunca yapacağın her şeyi planla ve planladığın her şeyi yap. Bu eylemin, zararlı sonuçlar içerse bile. Bu kural iradeni geliştirmenin yanı sıra, ayrıca aklını da geliştirecek; bu da iradi eylemlerini daha sağduyulu belirlemeni sağlayacaktır.
2. Mümkün olduğu kadar az uyu (benim kanaatime göre uyku, insanın iradesinin tamamen yok olduğu bir haldir).
3. Bütün bedensel rahatsızlıklarına, dışarıya hissettirmeksizin katlan.
4. Sözünü tut.
5. Eğer herhangi bir şeye başlarsan, sakın onu bitirmeden bırakma.
6. Yaşamının en önemsiz hallerini, hatta günde kaç kez pipo içeceğini bile tanımlayan bir tablo tut.
7. Eğer bir şey yaparsan, bütün bedensel yeteneklerini yaptığın işe yönelt. Ama eğer yaşam tarzın değişirse, bu kuralları da değiştir.
Ova sefalet içinde yüzüyordu. Çocuklar öldüğünde onlara ağlamıyorlardı, onlara mezar yapılmıyordu, ovada gömülüyorlardı; çocuklar ormanlardaki yaban mangoları gibi, sakız ağacının meyveleri gibi ovaya geri dönüyordu. Her yıl çok sayıda çocuk ölüyordu, fazla miktarda.
7 Nisan, 08.00 Daha önce hiç günlük tutmadım. Zira yararlı olduğunu bilmiyordum. Ama şimdi kendi yeteneklerimin gelişimine ilgi duyduğum için, bu gelişimi günlükten yararlanarak belirleyebileceğim. Günlük bir kurallar tablosu içermeli ve ayrıca benim gelecekteki faaliyetlerimi tanımlamalıdır. Tam bir hafta sonra köye döneceğim. Bu hafta boyunca ne yapmalıyım? İngilizce ve Latince'yle Roma hukuku ve emirlerini çalışmalıyım.
29 Mart 1847
İçimde bir bilim tutkusu uyanmaya başladı. Bütün insan tutkuları içinde en asili olmasına karşın, kendimi ona hiç tek taraflı olarak, yani duygularımı tamamen yok ederek teslim etmemiş; bilim uygulamalarıyla ilgilenmemiştim. Benim tek çabam aklımı eğitmek ve hafızamı gerçeklerle doldurmaktı. İnsanın mutsuzluğunun ana nedeni tek taraflılıktır.
Aman aman, ne kadar çok okumam gereken şey var!
Sayfa 25 - Oğlak Yayıncılık/ Eylül 1995 Birinci BaskıKitabı okudu
İnsanlarla uğraşmamız gerekmediğinde huzurlu ve rahat oluyoruz, böyle zamanlarda Byron da olsa okunur.
Sayfa 9 - Oğlak Yayıncılık/ Eylül 1995 Birinci BaskıKitabı okudu
Aynı zamanda televizyon öncesi çağda büyüdüm. Fakat çokça radyo dinlerdik. Ne de olsa radyo, ev işi yaparken, ödevlerle boğuşurken, iskambil veya satranç oynarken biraz eğlenmemizi sağlayan bir araçtı. Akşamları düzenli olarak BBC'yi açardık. Büyük romanlar dizi halinde ve çok iyi aktörler tarafından okunurdu. Bu sayede hayal dünyamız Anna Karenina, Monte Kristo Kontu, Lord Jim, Uriah Heep, Tess of the D'Urbervilles gibi karakterlerle doldu.
Ardından 1945 yazında, o tarihte dahi büyük ölçüde Avrupa yolcusu Amerikan askerleriyle dolu bir gemiyle İrlanda'ya doğru yola çıktık. Dokuz yaşına girmek üzereydim. Ertesi yıl babam öldü. Annem İngiliz olmasına karşın, İrlanda'da kalmamıza karar verdi.
26 AĞUSTOS 1936'da Çin'in kuzeyine yönelik büyük Japon işgalinin hemen öncesinde Kunming'de doğdum. Avrupa'da İkinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesine yalnızca üç yıl vardı. 1941 yılı yazında, beşinci yaş günümün hemen öncesinde, sağlığı bozulan babam ailemizi Amerika Birleşik Devletleri üzerinden tarafsız ülke İrlanda'ya götürmeye karar verdi.
Gerçek şu ki, ahlaktan önce sevgiyi bulmalı insan. Yoksa ikisi de yok olup gidiyor. Yeryüzü acımasız. Birbirini sevenler birlikte doğmalı. Ama insan yaşadıkça daha iyi seviyor, bir yandan sevgiden uzaklaştıran şey de yaşam. Çıkış yolu yok talih, şimşek devreye girmezse ya da acı.
Seninle içli dışlı olmaya pek cesaret edemiyorum, sen bana yeniden izin verene dek canım.
Onun imgesinde dünyanın güzelliğini, yaşamın kendi gizemi ve güzelliğini, çocuğu olduğum ırkın güzelliğini ve kaderini; bir oğlan çocuğuyken inandığım tinsel saflığın ve merhametin imgelerini sevdim.