Ah bu katı, kaskatı beden bir dağılsa,
Eriyip gitse bir çiy tanesinde sabahın!
Ya da Tanrı yasak etmemiş olsa
Kendi kendini öldürmesini insanın!
Tanrım! Ulu Tanrım! Ne bunaltıcı, ne berbat,
Ne tatsız, ne boş geliyor bu dünya bana!
Ah ne iğrenç, ne iğrenç! Bakımsız bir bahçe ki
Azgın bitkileri tohuma kaçmış,
Pis, kaba ne varsa tabiatta sarmış içini.
Ha, öyleyse, oturun da bilen varsa söylesin:
Nedir bu sıkı, bu kuşkulu tutum memlekette?
Geceler gecesi nöbet tutturmak millete?
Neden toplar dökülüyor tunçtan Tanrının her günü?
Neden bunca savaş gereçleri alıyoruz dışarıdan?
Neden gemi ustaları dur yok dinlen yok
Pazar yok, bayram yok çalışıyorlar harıl harıl?
Ne için olabilir bu telaş, bu kıyamet,
Bu geceyi gündüze katan çalışma?
Kim bir bilgi verebilir bana?