Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
392 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
On Dakika Otuz Sekiz Saniye
On Dakika Otuz Sekiz Saniye
romanı, Britanyalı-Türk yazar, akademisyen
Elif Şafak
Elif Şafak
'ın yazdığı sıradışı bir romandır. Elif Şafak, On Dakika Otuz Sekiz Saniye romanında benzersiz bir kurguyla ilgiyi üzerinde toplamayı başarmıştır. Roman, kadınların konumuna dikkat çekmektedir Bu romanında, son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalarla insan beyninin öldükten bir süre sonra çalışmaya devam ettiği ve bu sürenin 10 dakika 38 saniyeye kadar uzayabildiği bilgisinin peşinden giden Elif Şafak; İstanbul'da yaşayan bir hayat kadını Tekila Leyla'nın ölümünün ardından geçen 10 dakika 38 saniyeye odaklanıyor. Romanın kahramanı Tekila Leyla’nın on dakika otuz sekiz saniye geçmişi üzerinde şekillenir. Ve geçmişe doğru götürür. Adı Leyla’ydı. İstanbul’un en eski genelevlerini barındıran o meşum sokakta yer alan gülkurusu renkli evde bilinen adıyla Tekila Leyla. Öyle derdi ona arkadaşları, ahbapları ve müşterileri. Öyle derdi ona beş kadim dostu. Hiç istemezdi Leyla kendisinden geçmiş zaman diliminde söz edilmesini. Ama işte kalbi daha az evvel susmuş, soluk alış verişi ise hepten kesilmişti. Şehrin kenarlarında bir çöp kutusuna bırakılmıştı cansız bedeni. Gene de henüz durmamıştı beyni. Çalışıyordu hâlâ. Tastamam on dakika otuz sekiz saniye boyunca…
On Dakika Otuz Sekiz Saniye
On Dakika Otuz Sekiz SaniyeElif Şafak · Doğan Kitap · 20195,6bin okunma
Her gün her an değişiyor İstanbul, göz açıp kapayıncaya kadar... Değişmeyen tek şey insanın insana duyduğu bağlılıktı.
On Dakika Otuz Sekiz Saniye
On Dakika Otuz Sekiz Saniye
Reklam
“İnsan bu kadar tam iken gene de hâlâ eksik hissedebilir mi? Ya da mutluyken kederli de olabilir mi?”
Her gün tomurcuk açan bir ağaç görebilmek umuduyla karda uzun uzun yürüdüm. Ne ki kış beterdi. Bahar hiç bu kadar ağırdan almamıştı gelişini. Lâkin görenler beni karamsar sansa da içimde hep umut ve minnet vardı.
Şu dünyadaki çatışma, önyargı ve husumetlerin çoğu dilden kaynaklanır. Sen sen ol, kelimelere fazla takılma. Aşk diyarında dil zaten hükmünü yitirir. Âşık dilsiz olur.
Akıl kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer. Hâlbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var!
Reklam
“Birinin ağzından bal gibi dökülen söz, bir başkasının kulağına zehir gibi gelebilir.”
“Ama unutmayalım ki şehirler insanlara benzer. Doğar, büyür; evvela çocuk sonra yetişkin olur, sonra yaşlanır, en nihayetinde de ölürler. “
“Kim olursak olalım, dünyanın hangi yerinde yaşarsak yaşayalım, tâ derinlerde bir yerde hepimiz bir eksiklik duygusu taşımaktayız. Sanki temel bir şeyimizi kaybetmişiz de geri alamamaktan korkuyoruz. Neyin eksik olduğunu bilenimiz ise hakikaten çok az.”
“Kuzuyu tek başına bıraktın mı kurt olup çıkar!”
Reklam
“Kâinatın da tıpkı bizimki gibi nazenin bir kalbi ve düzenli bir kalp atışı var.”
Ruhumdaki pek çok yarayı, bereyi, incinmişliği hep kitaplar, hep kitaplıklar sardı sarmaladı.
Sayfa 100 - Doğan KitapKitabı okudu
“…Hava soğuyunca değil yüreği soğuyunca başlarmış insanın kışı…”
Ya aşkı öğret bana, ya da aşkın yokluğuna üzülmemeyi.
117 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.