He-man, "Gölgelerin gücü adına.", İskelatör. Seksenler ve doksanlarda ne çok izlerdik. Sonra Kaptan Tsubasa... Çivili krampon... Gelmez o günler bir daha geriye.
Büyümek bu muydu anne ? Bu kadar acı mıydı ? Sahi bir çocuk neden büyümek isterdi ki ? Tek derdi oyun oynamak olan çocuklardık biz , öyle oyuncaklarda da gözümüz yoktu . Büyüyünce ne olacağını sanıyorduk ki ? Bilseydik böyle olacağını ister miydik hiç büyümeyi ? Çocukken çok istedik ya büyümeyi ; şimdi çocuk olmak istesek olmaz mı anne ? Hem o zamanlar insanlar iyiydi , dostluklar sağlamdı , sevgiler gerçekti . O güzel günlere dönemez miyiz ? Söz akşam ezanından önce evde olurum.
Banyodan çıkıp sobanın arkasına oturuyorsun.Yukarıdaki tellerin üzerinde okul kıyafetlerin asılı. Yüzün kalan sabundan gergin, yanakların annenin attığı keseden pembe. Baban soyduğu mandalinadan uzatıyor . Günlerden de pazar , yıl bilmem kaç ....
Ah eskiler ah ne güzeldi ...
Mutluluğun tadı vardı , herşeyin değeri vardı.O eski hüzünler bile güzeldi .
En azından gerçekti, içtendi herşey ,herkes samimi ve doğaldı...😶🥀
Artık her şey fotoğraflarda kaldı.
İnsanlar istedikleri gibi, yalnız kalmışlardı. Sanki, yüce ülkü bırakmıştı onları. O güne dek onları besleyen, ısıtan yüce güç kaynağı, Claude Lorraine'in tablosundaki görkemli, insanlar kendine çağıran güneş gibi uzaklaşıyordu onlardan. İnsanlığın son günü gibiydi bu. Ve insanlar, birden yapayalnız kaldıkların anladılar. Yetim hissettiler