"İnsan sürekli aynı düşüncelerle yaşadığında, farklı bir şey görmediğinde, bir şeyi delice istediğinde, arzularının günahkarlığını fark etmez hale geliyor."
Neden o kadar uzun uzun betimlemelere sahip olmak zorundaydın ki?
Kitap karakterleri her an başka bir şey yapmaya çalışıp hiçbir şey beceremedileri için ortada belli bir kurgu yok ve bu okuyuşu çok güçleştiriyor. Özellikle kitaplarınızı gün size yetmediği için teneffüslerde açıp bitirmeye çalışan bir öğrenciyseniz bu durum biraz can sıkıcı. Belki
Kocası, çocuklarının babası mahkum giysileriyle hapishane hücresinde olan bir kadının gerçekten neler hissettiğini merak ediyorsan, karıma yazıp sor. O sana anlatsın.
Senin için 3 yıl öncesi çok eskide. Ama hapiste yaşayan, hayatlarında kederden başka olay olmayan bizler, zamanı ıstırabın zonklamalarıyla ve acılı anıların anısı ile ölçmek zorundayız. Düşünecek başka bir şeyimiz yok. Acı çekmek - sana tuhaf gelse de- bizim varoluş yolumuzdur, çünkü var olduğumuzun bilincine varmamız için tek yoldur; geçmişte çektiğimiz acıların anısı ise kimliğimizin sürekliliğinin garantisi, kanıt olarak gereklidir bizim için.
Issız bir sokakta
Korku ve dehşetle yürüyen,
Sadece bir kez geri dönüp bakan,
Ve bir daha başını çevirmeyen biri gibi.
Çünkü biliyor ki,
Dehşetli bir iblis
Neredeyse ensesinde
Kendisini takip ediyor.
Bu inceleme Yabancı kitabını okumuş kişiler için çok daha faydalı olmakla beraber kitabın içindeki pek çok sahnenin analizini içereceğinden dolayı spoiler içerecektir.
__________________________________
Bu kitabı çocukken hiç bir şekilde fark etmeden okumuşum. Kitabı tekrardan okumaya başladığımda, ben bu kitabı okumuştum ya, oldum çok da