f

Fıkra

0 üye
BÜROKRAT VE KÖYLÜ... Bir #bürokrat, görevli olarak şehirden kasabaya giderken yolda sulak ama bataklık bir yerde mola vermiş. Nasıl olmuşsa ayağı kayıp bataklığa düşmüş: - "İmdat, Boğuluyorum. Kurtarın beni!" diye bağırmaya başlamış. O sırda yakınlardan geçen bir köylü, sesini duyup yaklaşmış. Bürokrat: "Bataklığa düştüm. Kurtar beni!" diye bağırmış. #Köylü: "Geçmiş olsun" demiş. Ama kurtarmak için hiç gayret göstermemiş. Hani neredeyse dönüp gidecek. Bürokrat paniklemiş ister istemez: "Lütfen, bir dal uzat. Kurtar beni!" diye yalvarmış.. Köylü: "Olmaz sen şu anda hazine toprakları üzerindesin. Hazine malından bir şey almak suçtur" Bürokrat: "Sen, dalga mı geçiyorsun. Ölüyorum. Kurtar beni!" diye bağırmış ağzına dolan çamurlarla. Köylü hiç istifini bozmadan cevap vermiş: "Ben Hazine'den mal alıp suçlu duruma düşemem. Fakat, seni böyle bırakacak değilim. Gidip muhtara haber vereceğim. O kaymakama, kaymakam da valiyi arar mutlaka. Mal müdürüne talimat verilir. Şayet, hazine arazisi değilse. İtfaiyeye talimat verir ve seni kurtarırlar..." Bürokrat: "Yahu.. Bunlar oluncaya kadar ben ölürüm." Köylü gülmüş: "Ben ölmezsin demiyorum ki... Ölsen de mevzuata uygun ölürsün! ......
Kabildə kitab satan bir qız sevgilisinin gəldiyini görür. Bu zaman atası da, yanındadır. Qız sevgilisinə: Alman yazıçısı, Yorg Danielin "Atan evdədirmi?" kitabını almağa gəlmisən deyəsən? Oğlan: Yox mən ingilis yazıçısı Tomas Munisin "Səni harada görə bilərəm?" kitabını almağa gəlmişəm. Qız: O kitab yoxdur, amma mən sizə amerikan yazıçı Patrice Olferin "Alma ağaclarının altında" kitabını məsləhət görərdim. Oğlan: Çox gözəl. Belçikalı yazıçı Jean Barnerin "5 dəqiqə sonra zəng edərəm" kitabını sabah gətirə bilərsiniz? Qız: Məmnuniyyətlə. Bir də, fransız yazıçı Mishel Danielin "Əsla tək buraxmaram" kitabını da, məsləhət görürəm. Bu dialoqdan sonra atası soruşur: Bu kitab çox deyilmi? Bunların hamısını oxuyur? Qız: Hə ata, o çox ağıllı oğlandır, hamısını oxuyar. Ata: Mənim gözəl və ağıllı qızım, elədirsə, ona hollandiyalı yazıçı Frank Martinisin "Mən axmaq deyiləm" kitabını təklif et və özündə oxu. :D
Reklam
Helva Fıkrası - Nasreddin Hoca
Hoca Efendi Konya'ya gittiğinde bir helvacı dükkanına girer. İki tarafına iltifat etmeden* doğrudan tezgaha yaklaşarak hemen “bismillah” diyip helva yemeğe başlar. Helvacı, "Bre adam! Parasız, pulsuz ümmet-i Muhammed’in helvasını ne hakla yiyorsun?" diye Hocayı dövmeye başlayınca Hoca, "Bu Konyalılar ne iyi adamlardır. Helvayı adama döve döve yedirirler" der.
Çok iyi :D
Bir İrlandalı, Dublin'de bir bara girer, üç bardak bira ısmarlar; önce birinden, sonra diğerinden, daha sonra da üçüncüsünden birer yudum alır ve bu sırayla içerek üç bardağı bitirir. Ardından üç bira daha ısmarlar. Meraklanan barmen, "Her seferinde bir bardak alıp içsen, diğerleri ısınmaz," der. Bunun üzerine adam, "Biliyorum," der. "Ama benim iki kardeşim var; biri Amerika'da, diğeri Avustralya'da oturuyor. Birbirimizden ayrılırken, birlikte içtiğimiz günlerin şerefine hep böyle içeceğimize söz verdik.Yani bardakların ikisi kardeşlerim, biri benim için." Barmen duygulanır, "Ne kadar hoş," der. Adam kısa süre içinde barın müdavimi olur ve her gece aynı şekilde içer. Derken günün birinde adam gene bara gelir ve bu sefer iki bardak ısmarlar. Barmen biraları verir ve içten bir üzüntüyle, "Başınız sağ olsun," der. Adam gülümser, "Yok, yok," der, "kardeşlerim hayatta... Yalnız ben din değiştirip Mormon oldum; o yüzden alkolü bıraktım."
Öğretmen öğrencisine sorar :
– Dünya yuvarlak mıdır? – Hayır! – Peki düz müdür? – Hayır! – Peki nasıldır evladım? – Babam karma karışık olduğunu söyler.
Gecenin Sözü;
Ne kalem Yazabildi halimizi Nede cümleler analdı bizi Ünlem şaşkın, virgül egri, Bir noktaya gizledik derdimizi:(
Reklam
186 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.