g

Garip hisler

Ölümümün nasıl gerçekleşeceğinin hiçbir önemi yoktu. Ama bir sırrın farkına varmıştım. Her intiharın ardında bilinçsiz de olsa bir ölümsüzlük iddiası vardı...
Sayfa 152 - Ece ErdoğuşKitabı okudu
Bir deniz kıyısı mesela, ıssız bir yer, açıklarda bir deniz feneri... Yıllardır hiç hayal kurmamıştım. Tüm ağırlıklarım yere çökmüşken, içimdeki karanlığı yanıltmak istediysem de buna gücüm kalmamıştı. Bu manzara şimdilik böyle en iyisiydi...
Sayfa 169 - Ece ErdoğuşKitabı okudu
Reklam
Öpücüklerinin rayihasına ve okşayışlarının hatırasına sızarak kendilerini sarmalamış olan hazza bıraktılar kendilerini ve bu kez gözlerini kapatarak birbirlerine sarıldılar; acımasız gözlerinin ifşa ettiği ızdırabı görmek istemiyorlardı; özellikle Baldassare sımsıkı yummuştu gözlerini, tıpkı pişmanlık çeken ve kurbanını zihninde canlandırıp öfkesini bilemek, hıncını almak yerine yüzüne bakar ve bir an çektiği acıyı anlarsa kolunun son anda titreyeceğinden korkan bir cellat gibi...
Sayfa 24 - Marcel ProustKitabı okudu
Başarısız sonuçlanan ilk intihar girişimimden hassas midem yüzünden kurtulmuştum ve bir dahaki sefere dek hayatımda hiç yapmadığım şeyleri denemek istiyordum. Küçük ve saçma heyecanlar kovalamak... Böyle düşününce bir an için kendimi daha önce hiç hissetmediğim kadar özgür ve mutlu duyumsadım. Ölümün kıyısına bu denli sokulmak, yaşama sevincimi yeşertmişti. “Nasıl olsa istediğim vakit bitirebilirim” diyordum. Bunu bir kere göze alınca birdenbire kolaylaşmıştı sanki işler...
Sayfa 53 - Ece ErdoğuşKitabı okudu
Ortadan ikiye ayrılmış bir kafatasının içine dökülen kum parçaları gibi, öfkenin göğüs kafesinde çatırdadığını hissedeyordu...
Sayfa 137 - Blake CrouchKitabı okudu
Bulunduğumuz kırmızı loş buluta kemençe sesleri doluştu. Bana hep, yan yana istiflenmiş onlarca hamsi balığının elektriğe tutulmuş halini çağrıştırırdı bu müzik...
Sayfa 140 - Ece ErdoğuşKitabı okudu
Reklam
Ne dediklerini anlayamasam da eminim, “Salağa bak! Dümbük! İkile taş arabası! Sert kayaya çarptın!” benzeri klişe laflar ediyorlardı. Çünkü hayat hep böyle klişe laflarla doluydu. Hatta çoğu zaman onlardan kurtulmanın imkânsız olduğunu düşünüyordum...
Sayfa 121 - Ece ErdoğuşKitabı okudu
Karı durmadan konuşuyor, adamsa sürekli başıyla onu tasdik ediyordu. Bu karıyı olabilecek en kısa sürede yatağa atmak için en anlamsız laflarını bile onaylayabilirdi, bundan öyle emindim ki... O geri zekâlı karınınsa tek isteği bu kokmuş herifin ona hep böyle zevksiz güller alıp ellerini öpmesiydi...
Sayfa 165 - Ece ErdoğuşKitabı okudu
Hızla uçuşan adımlarımdan, öne eğik başımdan, bir an önce kaçıp kurtulmak isteyen düşüncemden, artık ardımda kalan o sarışın kızın henüz farkına varamadığım onlarca eksik ayrıntısıyla kaya suratlı kibirli sevgilisinden; ve aralarında yaşanmış yahut yaşanması muhtemel onlarca mutlu günden, saatten, dakikadan, andan, hepsinden nefret etmiştim!...
Sayfa 125 - Ece ErdoğuşKitabı okudu
24 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.