Maalesef ki kitabı ilk okuduğumda bütün aldığım notlar kaybolduğu için bu sefer bir daha okudum. Aslında iyi ki okumuşum çünkü ilk okuduğumda kafamda aydınlatamadığım bazı düşüncelerimi çözümlediğimi düşünüyorum.
İlk olarak çeviride ya da yazarın dilinde anlam kaymaları ya da anlaşılmayan cümleler kesinlikle var bundan eminim. Mesela bazı diyaloglarda kimin kime ne söyledi anlaşılmıyordu oralar da daha açıklayıcı olabilirdi.
İçerik olarak ise bence güzeldi. Yani Hunlarla alâkalı tarihi bilgilerin azlığına rağmen bence fena olmayan bir hikayeydi. Hikaye akışı tam anlamlandıramadığım biçimde ne çok iyiydi ne de çok kötüydü.
Açıkçası kitabı tam olarak anlamlandıramadım onun için yorumlarımı iyi ya da kötü olarak değerlendiremedim. Sanırım bu da böyle bir kitaptı.
(Anlamlandıramadığım için puan da vermicem.)
GARİPTİ.
Kim söylemiş beni
Süheylâ'ya vurulmuşum diye?
Kim görmüş, ama kim,
Eleni'yi öptügümü,
Ya o, Muallâ'yı sandala atıp,
Ruhumda hicranın'ı söyletme hikâyesi?