"Bu yolculukta şunu öğrendim ki," diyor Amiral, "bana bu gerçekleri yol boyunca yüce Tanrı'nın kendisi gösterdi; ayrıca birçok şeyden anlaşılıyor bu: Örneğin bu yazılardan, uzun gezimde göstermek tenezzülünde bulunduğu sayısız mucizelerden ve hatta doğrudan doğruya kendimden; şu nedenle ki, siz yüce efendimizin sarayında uzun bir zaman kalmıştım da, malikânelerindeki birçok kişinin olumsuz tutumlarıyla, tasarılarımı gülünç, anlamsız bulan yaklaşımlarıyla yüz yüze gelmiştim hep. Gene de hafife alınan bu girişimi Tanrı Hristiyanlık için yüce bir onur sayacaktır umudundayım."
İşte Amiral Don Kristof Kolomb'un ilk Hint ülkeleri yolculuğu ve keşifleri konusundaki son sözleri bunlardır.
Deo gracias
Sayfa 169 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Patrona: Eski Türk donanması Akdeniz’e tek başına sahip iken en önde giden amiral gemisine Kapdanna, arkasından gelene Riyale, üçüncü gemiye de Patrona derlerdi.
Boğaz’ın iki yakası arasında hayvanların ve atlı arabaların taşınması ihtiyacı doğduğunda, Flüseyin Haki Efendi
ve Hasköy fabrikasının sermimarı Mehmet Usta, denizcilik tarihinin ilk araba vapurunu tasarlarlar. Her iki yanma çark konulan bu vapurun baş taraflarında, kıyıya indirilen kapakların olması gerektiği düşünülür. Önü ve arkası olmayan vapurun gövdesinin de geniş tutulmasına karar verilir. Bu düşüncelerin ışığında, dünyanın ilk araba vapurunun Londra’da yapımına başlanılır. 1871 yılında suya indirilen vapur, Şirket-i Hayriye’ye 26 baca numarası ve
“Suhulet” adıyla kaydedilir. İngiltere’den yola koyulan
“Suhulet”, Akdeniz’de birkaç kez batma tehlikesi atlatır;ama araba vapurunun ilk çalıştığı yer olan İstanbul Boğazı’na ulaşmayı başarır sonunda.