Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
378 syf.
9/10 puan verdi
İncelemem
Didem Duygu Demir
Didem Duygu Demir
Birinci kitap (pembe) genelde Duygu'nun kendiyle konuşup içinde yaşadığı duygular hakkında fikir alışverişiyle daha çok ilgili. Bazı okurlar bundan şikayet eder, neden kendi kendine konuşuyor diye. Aslında kişinin yaşadığı "aşk" başta kendini inandırması gerektiği ve sonraki adımda karşıdakine açtığı şey değil midir (?) Duygu bu kitapta ona giden her adımı betimleyerek duygularının küçük bir çocuk gibi ne denli büyüdüğünü; başta emeklerken sonrasında ona nasıl da koştuğunu anlatıyor. Kitabın ikincisini (mavi) okumaya da kararlı olanlar pembeyi eline alsın kanımca, çünkü iplik söküğü aslında mavi olanda. Yazar çok basit bir dil kullanmış kitaplarında; kulağı tırmalamayan, gündem dışı olup nette anlam arattırmayan ve dahası okuyucuya "böyle basit cümleler kurarak kitleleri nasıl da kendine hayran bıraktı" diye övgüye tutulabilen bir dil, üslup. Not: Üçüncüyü bekliyoruz, gözlerimiz yollarda kaldı Duygu.
Kore’deki Çatı Katımdan Sesleniyorum
Kore’deki Çatı Katımdan SesleniyorumDidem Duygu Demir · Ephesus Yayınları · 2016849 okunma
"Kadın kandan korkuyordu. Adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle, böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı? "
Reklam
320 syf.
9/10 puan verdi
Mavi Kitap
İkinci kitap, yani mavi kitap, Dünya'nın diğer tarafında geçen bir aşk mücadelesini anlatıyor bizlere. Karakterlerin Türkiye'nin anakarasında ektikleri, kiraz rengiyle boyadıkları aşk tohumlarının kocaman bir bahçeye dönüşmesini burada görüyoruz. Aslında kitapta bahsedilen mekanlara dair birkaç cümle ekleme isteğindeyim. Birincisi; 24 saat açık kalan o kahvecileri çok merak ediyorum. Aslında gözümün önünde beliriyor, sağ olsun Duygu çok iyi anlatmış. Bir diğeri de Duygu'nun kaldığı penceresiz "oda evi" çok çok merak ediyorum ve fotoğrafını yayınlamasını bekliyordum, olmadı. Bu kitap aynı zamanda Kore dizilerinde gördüğümüz tabiri caizse pembe Kore'nin diğer yüzünü (kara yüzünü) de görmemizi sağlıyor bir tarafta. Güney Kore kendi geleneklerine bağlı ve çok çok saygılı insanların yaşadığı bir ülke olarak yansıtılır çoğu dizide ancak sokaklarda neler yaşandığını ve pek tekin olmadığını görüyoruz bu kitapta bir nebze. Üçüncü kitabı iple çekiyoruz ve vakti geldi de geçti bile Duygu.
Kore'deki Çatı Katımdan Sesleniyorum 2
Kore'deki Çatı Katımdan Sesleniyorum 2Didem Duygu Demir · Ephesus Yayınları · 2018280 okunma
360 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın sonu başından belli olmasına rağmen inanılmaz derecede anlamsız bitti. Yazar sanki bir devam kitabı yazacak gibi bitirmiş ama aradan 11 yıl geçmiş. Onun dışında kitap bütünlüğüne bakacak olursak realistik aşk romanlarını sevenlerin seveceğini düşünüyorum. İnsanların hayatlarının eşitsizliğine çok güzel bir şekilde değinmiş, sanırım yazarın aşktan çok asıl değinmek istediği konu da buydu. Bir yandan muhteşem bir aile hayatı ve yakışıklılığıyla Park, diğer yandan 4 kardeşiyle baş etmeye çalışan, aile içi şiddete ve onu arzulayan bir üvey babaya sahip, görünüşü sebebiyle dalga konusu olan Eleanor. Eleanor için çok üzgünüm, ama böyle hayatların gerçekten de var olduğunu biliyorum. Yalnız hitap ettiği okuyucu kitlesini göz önünde bulundurunca cinselliği, ırkçılık ve cinsiyetçiliği de fazlaydı. Kitaba sıradan bir aşk romanı diyerek başlamıştım, bu yüzden çok şaşırtıp bolca üzdü. Bu kadar imkansızlığa rağmen ayakta duran bir ilişki kesinlikle mutlu bir sonu hak ediyordu. Bu yüzden 6,5/10 veriyorum.
Eleanor ve Park
Eleanor ve ParkRainbow Rowell · Pegasus · 20152,958 okunma
Hayatımın bir televizyon şovu olduğunu birden hatırlamış gibiydim; şovun yapılabilmesi için her gün insanlar ölüyor, çocuk, kadın demeden en feci şekilde kıymaya çevriliyordu, sırf ben tek kullanımı plastik ambalaj katmanlarına sarılmış çeşitli öğle yemeği opsiyonlarından birini seçebileyim diye. Bu yüzden ölüyorlardı, büyük deney dedikleri buydu.
alıp başını yakarılara ya da aşağılara gitmek zor; kaybolmak, kendini ya da başkalarının kaybetmek, bir şeyler belli bir mesafeden bakabilmek zor.
Reklam
Sonuçta doğasını değiştirmeden, zamanla arasındaki etkileşimin bir kısmına el koymadan hiçbir şeyi, özellikle de toplumsal ilişkileri muhafaza etmek mümkün değil.
Gökyüzünü kurduğu tahakküm şehrin insanlarına kötü geliyor. Hiçbir şey araya girip gökyüzünün önünü kesemiyor. Memento mori gibi resmen. Biri senin için gökyüzündeki bir delik açsa keşke.
352 syf.
·
Puan vermedi
Ötanazi Okulu
Kitap gerçekten güzeldi. Konusundan kısaca bahsetmem gerekirse Yeşil ana kız karakterimiz. Yeşil, yaşadığı travmatik olaylar sonucu konuşamayan, gündüzleri dışarı çıkamayan, astım, asansör fobisi gibi birçok rahatsızlığa sahip aynı zamanda aşık olması, koşması, stres ve aşırı heyecandan da uzak durması gereken genç bir kız. Bu kızı değerli yapan ise taşıdığı kalp. Aslında bir nevi kızın hayatını cehenneme çeviren unsur da bu kalp. Kalp nakli olmazsa yakında ölecek olan bir kız... Yaşadığı zorlukların üstüne bir de kalbini ondan almak isteyen insanlarla uğraşıyor. Bunlardan biri de kod adı Gölge olan Drew Bruce Marshall. Kızın kalbini almak için çıktığı bu yolda kendi kalbini vermeyi düşünen bir seri katil... Bu seri katil başlarda ölüm meleği gibi görünse de kitabın ilerleyen kısımlarında Ötanazi Okulunda Yeşil'in koruyucu meleği olacak. Ötanazi Okulu ise içinde birçok mahkumu bulunduran, okul demeye bin şahit arayan bir kurum. Yeşil ise buradaki tek masum. Bu okulda kime güveneceğinizi bilemezsiniz. Herkes yalan söylüyor olabilir ama biri hariç. Bakalım bu okulda daha neler yaşanacak?
Ötanazi Okulu
Ötanazi OkuluMaral Atmaca · Ephesus Yayınları · 20224,070 okunma
Perdenin arasından nehir manzarasının göründüğünü penceresiyle ufak ve loş bir oturma odası, elektrikli fırını, yarım boy buzdolabı ve lavabosuyla bir Amerikan mutfağa bağlanıyordu.
270 öğeden 171 ile 180 arasındakiler gösteriliyor.