"Gayrı dayanamam ben bu hasrete
Ya beni de götür ya sen de gitme
Ateş-i âşkınla yakma çıramı
Ya beni de götür ya sen de gitme
Sen gidersen kendim berdar ederim
Bülbül gül dalına konmaz niderim
Elif Kaddim büker kemed ederim
Ya beni de götür ya sen de gitme
Yâr sineme vurdun kızgın dağları
Viran koydun mor sümbüllü bağları
Hüsey'n'im geçiyor gençlik çağları
Ya beni de götür ya sen de gitme"
Âşık Hüseyin
Ne çağ, "gelir" redifli bir gazele başlasam
Dilime bir pelteklik, sesime hüzün gelir.
Haberlerin kötüsü mola vermez yollarda
Taş, diken, çamur demez ve dolu dizgin gelir.
Hoş at sürüp gönlünün peşinden giden aşık Dönerken yaya kalır, yorgun ve bezgin gelir.
Mevsimler ayarla deme bana sevgilim
Ben ellerimi katarsam, kış daha azgın