Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Hz. Aişe (r.anha)
MÜMİNLERİN ANNESİ: HZ. ÂİŞE Hz. Ebû Bekir ve Ümmü Rûmân’ın kızı olan Hz. Âişe’ye, yaşam sevincini yüreğinde taşısın ve uzun ömürlü olsun diye Âişe ismi verilmişti. Eşinin Âişe’siydi o, sıddıkası, beyaz tenli al yanaklı Hümeyra’sı, Rabbinin temize çıkardığı Müberra’sıydı. Allah Resûlü’ne insanların en sevimlisini sorduklarında verdiği cevaptı Âişe (ra). Cebrail’in selam verdiği kadındı. Müminlerin annesiydi. Hz. Peygamberin vefatına kadar yanında olan Hz. Âişe, en fazla hadis rivayet eden dördüncü sahabiydi. Yaşadığı olaylarla bazı dinî hükümlerin düzenlenmesine de vesile olmuştu. Örneğin ka- tıldığı askerî seferde gerdanlığını kaybetmişti. Onun gerdanlığını ararken süre uzamıştı ve konaklama alanında su yoktu. Sabah namazı vaktinin geçecek olması oradakilerin canını sıkmıştı. Hz. Ebû Bekir, bu duruma sebep olduğu için kızına çıkıştı. Bunun üzerine su bulunmadığı zaman teyemmüm yapılmasını bildiren ayet nazil oldu. Peygamberimizden sonra kırk yedi yıl daha yaşamış olan Hz. Âişe Medine’de rahmet-i Rahman’a kavuştu. Diyanet İşleri Başkanlığı
Musab Bin Umeyr (ra)
DAVASINI İHTİŞAMLI HAYATINA TERCİH EDEN GENÇ:MUS’AB B. UMEYR İslam’ı kabul etmeden önce Mekke’nin en sevilen gençlerinden olan Mus’ab, Müslüman olduktan sonra türlü baskı ve sıkıntılara maruz bırakıldı. Göz kamaştırıcı hayatını, vazgeçilmesi zor zevklerini, ipekten elbiselerini ve ailesini sırf dini uğruna terk ederek Dârü’l-Erkam’da kalmaya başladı. Resûlullah, Birinci Akabe Biatı’nda Medine’den gelip Müslüman olanlara Kur’an’ı ve İslam’ı öğretecek muallim olarak çok güvendiği Mus‘ab’ı görevlendirdi. Kendisine Habeşistan’dan sonra yeniden hicret yolu görünen Mus‘ab, böylece Medine’ye ilk hicret eden sahabi oldu. Tek başına çıktığı bu davet yolculuğunda, kullandığı tebliğ yöntemleri ve samimiyetiyle Medine’de İslam’ı tanıtmadığı hane kalmamıştı. Karşılaştığı manzaradan memnun olan Resûlullah (sas), bir yıl içinde gerçekleştirdiği tebliğ faaliyetlerini tek tek anlatan Mus‘ab’a “Desene Mus‘ab, Allah senin elinle Medine’ye hayrı ulaştırdı.” diyerek onu “Mus‘abü’l-Hayr” olarak tavsif etti. Diyanet İşleri Başkanlığı
Reklam
MUS’AB BİN UMEYR RADIYALLÂHÜ ANH
Mus’ab bin Umeyr (r.a.), Ashâb-ı Kirâm’ın büyüklerinden, ilk Müslüman olanlardan ve İslâm’a çok büyük hizmetlerde bulunan Kur’ân-ı Kerîm muallimi bir zâttır. Mus’ab bin Umeyr (r.a.), zengin, hâli vakti yerinde olan bir aileye mensuptu. Anne ve babası, onu çok severlerdi. Resûlullah (s.a.v.) Efendimizin, insanları İslâm’a davet ettiğini duyunca,
Bilal-i Habeşî (ra)
HABEŞLİ İLK MÜSLÜMAN: BİLAL-İ HABEŞÎ Bi’setten otuz yıl önce doğan ve Habeşî (Etiyopyalı) lakabıyla şöhret bulan Bilal-i Habeşî, Arabistan’ın batısında yer alan Serât’ta (veya Mekke’de) Habeşli bir köle olarak doğdu. O, annesi Hamâme’ye nispet edilerek Bilâl b. Hamâ- me olarak da anılmıştır. Peygamber Efendimizin “Habeşli Müslümanların ilki” olarak tavsif ettiği Bilal-i Habeşî, İslam’ı kabul etmenin bedelinin çok ağır olduğu Mekke’de iman ettiğini açıkça söyleyen ilk yedi kişiden biridir. Bilal, Resûl-i Ekrem vefat edene kadar yanından hiç ayrılmadı. Onun ab- dest suyunu tutar, sütre olarak kullandığı harbeyi (mızrak) taşır, savaşlarda özellikle geceleri korumalığını yapar, gündüzleri ise gölgelenmesini sağlar, yemeğini hazırlar, talimatlarını halka duyurur, onun emriyle bazı ödeme- ler yapar, ganimetleri dağıtır, Medine dışından gelen heyetleri ağırlar ve esirleri muhafaza ederdi. Bilal-i Habeşî, Allah Resûlü’nden 44 hadis-i şerif rivayet etmiştir. Diyanet İşleri Başkanlığı
Abdullah bin Mesud (ra)
İLİMDE BİR DERYA: ABDULLAH B. MES‘ÛD Vahyin inişini en yakından gözlemleyen sahabilerden biri olan Abdullah b. Mes’ûd, Kur’an ve sünnet bilgisi bakımından üstün bir konuma sahipti. Resûlullah’ın “Kur’an’ı şu dört kişiden öğrenin.” (Buhârî, Fedâilü’l-Kur’ân, 8) dediği sa- habilerden biriydi. Sesinin güzelliği ve okuyuşundaki heyecan kendisini daha da ayrıcalıklı kılıyordu. “Kur’an’ı nazil olduğu günün heyecanıyla okumak isteyen kimse, İbn Ümmü Abd’in (İbn Mes’ûd) kıraatıyla okusun.” buyur- muştu (İbn Hanbel, Müsned, I, 26) Hz. Peygamber ve bir gün ondan Kur’an dinlemek istemişti. “Ya Resûlallah, Kur’an size indirilmişken, ben mi size okuyayım?” diyerek şaşırınca, “Evet, Kur’an’ı başkasından dinlemeyi de çok seviyorum.” demişti. Nisâ suresinden bir bölüm okuyan Abdullah’ı (ra) huşuyla dinleyen Efendimiz, “Her ümmetten bir şahit getirdiğimiz ve seni de onların üzerine bir şahit yaptığımız zaman, bakalım onların hâli nice olacak!” (Nisâ, 4/41) mealindeki ayete geldiğinde gözyaşlarını tutamamıştı (Buhârî, Fedâilü’l-Kur’ân, 33). Diyanet İşleri Başkanlığı
Hz. Hatice Annemiz (ra)
VEFAKÂR EŞ: HZ. HATİCE Fedakârlığın ve vefakârlığın en güzel örneğidir Hz. Hatice validemiz. Resû- lullah’ın ilk eşi, ümmehâtü’l-müminînin ilkidir o. Tevhide davette tam bir teslimiyetin simgesidir. Allah Resûlü’ne iman eden ilk mümine, inananlar arasında Allah Resûlü ile namaz kılan ilk kadındır. Hz. Hatice çok güçlü ve köklü bir ticari geleneği olan Mekke çevresinde yetişmiştir. Böylece kendisi ticaretle uğraşma imkânı bulmuştur. Peygamberimizle de ticaret vesilesi ile tanışmış ve evlenmiştir. Sevgili Peygamberimiz ile Hz. Hatice’nin evliliği büyük bir muhabbet ile başlamış, bu süre zarfında birbirlerine karşı son derece vefalı, hoşgörülü ve saygılı davranmışlardır. Hz. Hatice risaletten önce de risaletten sonra da Peygamberimizden maddi ve manevi desteğini hiçbir zaman esir- gememiş, ona hayırlı bir eş olmuştur. Vefa Peygamberi onu hiç unutamamış- tır. Vefatından sonra dahi ondan bahsederken yüreği titreyen Resûlullah’ın Hz. Hatice’ye olan büyük sevgisi ve vefası her zaman dikkat çekmiştir. Diyanet İşleri Başkanlığı
Reklam
Cafer Bin Ebi Talip (ra)
ZÜ’L HİCRETEYN: CAFER B. EBÛ TÂLİB (RA) Müşriklerin eziyetlerinden ötürü öz yurtlarını terk etmek durumunda kalan müminlerden bazıları Habeşistan’a doğru yola koyuldular. Resûlullah, bu kutlu yolculuğa çıkacak ikinci kafileye amcasının oğlu Cafer b. Ebû Tâlib’i başkan tayin etti. Cafer (ra), Habeşistan’da başkanlık görevini hakkıyla yerine getirerek müminleri en güzel şekilde temsil etmişti. Burada kaldıkları sürece onları kimse rahatsız etmedi. Resûlullah, Müminlerin Medine’de huzurlu bir yaşantıya kavuşmalarının ardından hicretin yedinci yılında Habeşistan Kralı Necâşî’ye yazdığı bir mektupla onların geri gönderilmesini istedi. Bunun üzerine Cafer (ra) Medine’ye hicret etmişti. Ashab arasında cömertliğiyle meşhur olup “Ebü’l-mesâkîn (muhtaçların babası)” diye anılan Cafer b. Ebû Tâlib bundan böyle “Zü’l-hicreteyn (iki hicret sahibi) ismiyle şöhret buldu. Fakat ashabla birlikteliği çok üzün sürmedi. Cafer (ra) bir yıl sonra Bizans’la yapılan Mute Savaşı’nda henüz kırk yaşındayken şehit düştü. Diyanet İşleri Başkanlığı
Ümmü Seleme (r.anha)
İSLAM’A ADANMIŞ BİR ÖMÜR: ÜMMÜ SELEME (R.ANHA) Ümmü Seleme, eşi ile birlikte Hz. Peygamber’in davetine uyarak ilk Müslümanlardan olmuştur. Beş yıl boyunca türlü eziyetlere katlandıktan sonra çareyi, Habeşistan’a göç eden ilk Müslüman gruba katılmakta buldular. İnançlarını serbestçe yaşayabilmenin huzuru gurbetin acısını bir nebze unuttursa da Mekkeli müşriklerin Müslüman oldukları haberi üzerine memleketlerine geri döndüler. Ümmü Seleme, Akabe biatlarından bir yıl önce kocasıyla beraber Medine’ye hicret etmek üzere yola çıktıysa da eşinin ailesi izin vermedi. Bunun üzerine eşi Ebû Seleme yolculuğuna devam ederken Ümmü Seleme ise ancak bir yıl sonra ve yalnız başına Medine’ye hicret edebildi. İslam uğrunda geçen bir hayat içerisinde ‘müminlerin annesi’ olmakla şereflenen Ümmü Seleme’nin Hudeybiye’de Hz. Peygamber’e tavsiyede bulunması, problemlere anında çözüm bulabilme yeteneğine işaret eder. Okuma-yazma bilmesi, şiir söylemesi, hadis rivayet etmesi ve fetva vermesi de zeki ve akıllı olduğunu gösterir. Diyanet İşleri Başkanlığı
...Sanki Bursa bu ruhaniyetin tesirini damarlarına kadar çekmiş de asırlar boyu aynı lezzeti yitirmemiş. Hissettiğim manevi hava, iliklerime kadar işliyor, adımlarıma, düşüncelerime, niyetlerime istikamet veriyor.
Mümine Ferhan İbiloğlu
Mümine Ferhan İbiloğlu
İnsan ve Hayat - Sayı 168 (Şubat 2024)
İnsan ve Hayat - Sayı 168 (Şubat 2024)
Ahmed isminin peşinde
Tüm varlığına tesir eden bu ismi bulmaya kararlıdır. Başındaki askerlere gizlice altın vererek, onların yardımıyla kaçar, papaza gelir. "Ben, senin bahsettiğin, ismi Ahmed olan zata inandım, beni bu şehirden kaçırın." der. Onun adamlarından biri onu Şam'a götürür. O kendini manastıra kabul ettirir, güvenlerini kazanır. Asıl maksadını açıklamadan uzun yıllar oradaki baş papaza hizmet eder. Bu zaman içerisinde her gün kalbi, Allah Resulü'nün ( s, a ,v.) hasretiyle kavrulurken, İsa Aleyhisselam'a nazil olan, tahrifata uğramamış İncil'e ait bilgileri de öğrenir.
Enes

Enes

@enesbir
·
12 Şubat 17:25
Bursa'ya nasıl mı gelmiş?
Gazi Orhan Parkı'na oturup biraz soluklanmaya, Bursa'nın manevi ciheti üzerine düşünmeye karar verdim. Çünkü koşarak her şeyi idrak edemez insan. Bazı zaman bedeni duru bırakıp, ruh ve fikri koşturmalı. Biraz Allah dostlarının sıkıntılarını, Bursa topraklarına sinen hatıralarını ve Keşiş Dağı'nın hangi yerinde Allah Resulü'nün özlemiyle yaptığı ibadetleri düşündüm. Eski sandıkları karıştırıp, tarihin sayfalarında dürülmüş bohçaları açtım. Bursa'yı izledikçe göz bebeklerim geçmişe doğru dah derinleşti.
Reklam
İMAM ALİ (RA)
HANE-İ SAADETİN DAMADI: HZ. ALİ Hz. Ali, Sevgili Peygamberimizin dünya ve ahiret kardeşi, kızı Fâtıma’nın sevgili eşi, torunları Hasan ve Hüseyin’in babası… Beş yaşından itibaren Allah Resûlü’nün hanesinde, onunla birlikte yaşamaya başlayan Ali (ra), onun damadı olarak saadetli hanenin, Allah Resûlü’nün ailesinin bir ferdi olarak yaşamaya devam etti. Hz. Peygamber’in son anına dek yanında bulunan Hz. Ali, onun örnekliğini ilmiyle, ahlakıyla, takvasıyla, cesaret ve kahramanlığıyla en güzel şekilde temsil etti. Hz. Ali, Peygamberinin hep en yakınındaydı, çocukluğu onun yanında geçti, genç bir delikanlı iken de onunla birlikteydi. Bir çift göz, hem muhabbetle hem de yaşının verdiği berrak zihinle her daim onu izlemekteydi. Onun gibi inanmak, onun gibi yaşamak, onun gibi bir kul olabilmek Ali’nin tek gayesiydi. Bu yüzden Ali’nin namazını görenler, Nebi’nin (sas) namazını hatırlar; onun namaz kıldırdığı kimseler, “Ali bize peygamberin namazı gibi namaz kıldırdı.” derlerdi. (Müslim, Salât, 33) Diyanet İşleri Başkanlığı
ABDULLAH İBNİ ÜMMÜ MEKTÛM (R.A.)
Abdullah İbn-i Ümmü Mektûm radıyallâhü anh Hazretleri, Kureyş kabilesindendir. Hazret-i Hatîce validemizin dayısının oğlu olup Lüey isimli dedesinde, nesebi Peygamber Efendimizin mübarek soyu ile birleşir. Ümmü Mektûm, validesinin adıdır. Bir rivâyete göre ismi Husayn idi, Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Abdullah olarak değiştirdiler. Âmâ (gözleri
Mahyenn

Mahyenn

@hayykitab
·
28 Ekim 2023 07:04
Ashâb-ı Bedir: ŞEMMÂS BİN OSMÂN (R.A.)
Muhâcirlerden ve Benî Mahzûm kabilesindendir. Şemmâs Hazretlerinin yüzü pek güzeldi. Cahiliye zamanında, Mekke-i Mükerreme’ye geldiğinde halk, onun güzelliğine hayran olmuştu. Babasının ve kendisinin ismi Osman olup yüzünün parlaklığından ve güzelliğinden dolayı ona, Şemmâs lakabını vermişler, sonra bu lakabıyla meşhur olmuştur. Şemmâs radıyallâhü anh Hazretleri, ilk Müslümanlardan olup Habeşistan’a ve daha sonra da Medîne-i Münevvere’ye hicret etmiştir. Medîne’ye hicret ettiğinde Mübeşşir bin Abdülmünzir’e müsafir olmuş, Uhud’a kadar onun yanında ikamet etmiştir. Peygamber Efendimiz onu, cenazesini meleklerin yıkadığı Hanzala bin Ebû Âmir ile kardeş kılmıştır.  Bedir Gazâsı’na katılmış, Uhud Gazâsı’nda 34 yaşında iken şehit olmuştur. Şemmâs Hazretleri, Uhud Gazâsı’nda, Resûl-i Ekrem sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimiz Hazretlerine siper olmuş, onu müdafaada bulunmuştu. Peygamber Efendimiz, Uhud’da sağına, soluna her baktığında, Şemmâs’ın elinde kılıç ile düşmana hücum ettiğini, kendisini canı pahasına müdafaa ettiğini bildirerek, “Şemmâs, Uhud’da âdetâ beni koruyan bir kalkan gibi idi.” buyurmuşlardır. Bu gazada Şemmâs Hazretleri yaralanıp düşünce Medîne-i Münevvere’ye nakledilmiş ise de iki gün sonra vefat etmişti. Peygamber Efendimizin (s.a.v.) emri üzerine Uhud’a götürülerek kanlı elbisesiyle Uhud şehitlerinin yanına defnolunmuştur. Radıyallâhü anh.
KUR’AN’IN TERCÜMANI HZ. ABDULLAH B. ABBAS Hz. Peygamber’in (sas) amcasının oğlu Abdullah bin Abbas çok zeki bir çocuktu. Peygamberimiz onun iyi yetişmesini istemişti ve Allah’a, ona Kur’an’ı öğretmesi, onu dinde bilgili kılması için dua etmişti. Hz. Peygamber vefat ettiğinde Abdullah, diğer sahabilerden yaşça küçük olmasına rağmen Kur’an’ı en iyi bilenlerdendi. Çok çalışıp gayret göstermiş, büyük sahabilerin bilgilerinden faydalanmıştı. “Kur’an’ın tercümanı” ve “ümmetin büyük bilgini” diye anılacak kadar bilgi sahibiydi. Allah’ın kitabını başkalarına öğretmek için de elinden geleni yapardı. Kur’an’ı daha iyi anlayabilmek için kendisine soru sormak isteyen hiç kimseyi geri çevirmezdi. İnsanlar, Kur’an-ı Kerim’e dair bilmedikleri şeyleri, anlamada zorlandıkları yerleri hep ona sorarlardı. Abdullah b. Abbas’ın Kur’an’ı öğrenme, anlama ve başkalarına da en güzel şekilde öğretme çabası hep takdir edildi. O, Peygamberimizin tavsiye ettiği üzere Allah’ın kitabına sımsıkı sarılan örnek bir sahabiydi. Diyanet İşleri Başkanlığı
DOĞRULUĞUYLA KURTULUŞA EREN SAHABİ: KÂ’B B. MÂLİK (RA) Hz. Peygamber’in (sas) meşhur üç şairinden biri olan Kâ’b, Hazrec’in Benî Selime kolundan olup 598’de Medine’de doğdu. Kâ‘b, okuma-yazma ve hesap öğrenmişti. Evs-Hazrec arasındaki savaşlarda söylediği şiirlerle tanındı. Hicretten önce İslamiyet’i kabul etti. 622’de Mekke’ye giden ensar heyetindeydi. Ehl-i Suffe’den olup Talha b. Ubeydullah veya Zübeyr b. Avvâm ile kardeş yapıldı. 17 yerinden yaralandığı Uhud Gazvesi’nde Kâ‘b, Resûlullah’ın zırhını; Resûlullah da onun zırhını giyindi. Tebük Seferi’nden geri kalması sebebiyle 50 günlük boykotun sonunda onun ve iki arkadaşının bağışlandığını bildiren (Tevbe, 9/117-118) ayetlerle aklanmıştı. Kâ‘b, Hz. Osman’ın (ra) yanında yer aldı; şehit edilince onu defnedenlerden biri olarak 3 uzun mersiye söyledi. Hz. Ali (ra) halife olunca, ona biat etmedi. Kâ‘b, 50 (670) yılında Medine’de vefat etti. Kırk beyitlik “nakîzalar” ile 584 beyitlik divanı bulunmaktadır. Kâ‘b’ın 80 hadis naklettiği bilinmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı
32 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.