Sevgilim...
Meğer her ayrılık cesur bir bedelmiş. Ama şu anda hatırlayamasam da sakın dudaklarını unutmamı bekleme benden. Bir diyet gerekiyorsa eğer, artık makarna yemem.
Komik değil mi? Gül o zaman, sen hep gül...
İlk ölüm, bir yılbaşı akşamı, garip bir şekilde abimin ölümüne çocukluğumdaki karanlık bir köşede bir kutunun üzerinde duran ahize denilen eski bir siyah telefonun çalmasıyla tanık olmuştum. Saat geç olmuştu, babam ve benim dışımdaki aile bireyleri çoktan uykuya dalmıştı. Biz de yatmaya hazırlanırken, kötülüğün sesi olarak zihnimize yer edinecek olan telefon çalmaya başladı. Babamın yüzünde gerginlik hakimdi, çok sevdiği kahverengi koltuğundan hızlıca doğruldu ve telefona doğru yöneldi. Ahizeye yaklaştıkça adımları daha sert ve hızlı hale gelmeye başladı.
Telefondaki ses, abimin kalp krizi geçirdiğini ve hastaneye kaldırıldığını söylüyordu. Babam, telefondaki sesin bir şeyler sakladığını biliyordu ve ona şöyle seslendi: "kalp krizi geçirdiğini söylüyorsun ama yaşıyor mu?
Bir anlık duraksamanın ardından, babamın sıktığı yumruğu ile duvarı yumrukladığını gördüğümde, bir savaşta ya da bir psikopatın kurbanının canını aldığı andaki gibi, abimin ölümün haberini, zihnimde yer edinmiş film sahnelerini gerçek hayatta belgeliyormuş gibi; yavaş yavaş gözlemledim...
Çerez tadında, 10 saatlik bir yolculuğun başında başlayıp sonunda bitirdiğim bir kitap. Dili çok akıcı ve betimlemeler çok açıklayıcı. Bir film izler gibi okudum.
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020237,4bin okunma
Müselsel Hikâye Denemeleri kapsamında toplam üç kişinin çabası ile oluşturulan ilk hikaye denemesi tamamlanmış oldu. Katkılarından dolayı https://1000kitap.com/seyruseyelan ve