h

Hindistan

0 üye
321 syf.
7/10 puan verdi
Bu metin Azerice dilinden otomatik olarak çevirilmiştir. Orjinali Göster
Yazarın Hindistan hakkında okuduğum ilk kitabıydı ama yazarın anlatımından ve duyguları bu kadar detaylı bir şekilde yansıtmasından çok etkilendim. Brima okuduğum en güçlü kadınlardan biri. Hikayenin olumlu bir sonunu görmek istediğim için kitabın ikinci bölümünü kesinlikle okuyacağım.
The Space Between Us
The Space Between UsThrity Umrigar · Harper Perennial · 20072 okunma
Hint ormanları ...
Artık kırık dökük teknelerle denize açılmak, hele Hind denizlerini geçip Basra'ya veya Mısır'a gitmek de imkansızlaşmıştı. Zira Portekiz kâfiri yolumuzu gözlüyor ve denize açılmamızı bekliyordu. Karadan seyahat şıkkını tercih etmeye mecburdum. Surat Limanından Gucarat sultanlığının taht şehri olan Ahmedâbâd'a hareket ettim. Çampaner yoluyla Hind ülkelerinin içerilerine doğru daldım, öyle ormanlardan geçtik ki, ağaçlarının ucu güya semaya değerdi. Bir kanadının ucundan diğer kanadının ucu 14 karış gelen yarasalar gördük. Bir tek ağaçta o kadar yarasa vardı ki, sayılması imkânsızdı. “Tuba ağacı” denen ulu ağaçlar vardı ki, gölgelerinde bin adam barınabilirdi. Papağanların haddi hesabı yoktu. Fakat en çok görünen hayvan maymunlardı. Bir yerde konakladığımız zaman, binlerce maymun etrafımızı çeviriyordu. (Yıl 1554-55 - SB notu)
Reklam
Merkez Hindistan’ın Chhattisgarh yöresinde ormanda yaşayan The Deer Horn Muria kabilesinin “Ghotul” adı verilen, genç kız ve erkeklere şarkı, bilgi, kabile dansı ve seks öğreten bir festivali vardır. Gece olduğunda törensel orgiler düzenlerler. Kızlar doğal bitkisel bir doğum kontrol likörü içerek hamilelikten korunurlar ve her gece farklı bir seks partneri seçerler. Eğer bitkisel içecek işe yaramaz ve kız hamile kalırsa, tüm köy bebeği sahiplenir ve kimse babasının kim olduğunu bilmez.
sihler
Sih dinine mensuptu ve Sihlerin maruz kaldıkları zulüm nedeniyle doğup büyüdüğü Keşmir şehrini yirmi yaşında terk etmişti. 1984 yılındaki olaylar sırasında Hint ordusunun, ba­ğımsızlık taraftarlarını kanla bastırması ve Sihleri Altın Ta­pınak'ta katletmesinden beri yaşamları tehdit altındaydı. Pek çok aile yetişkinlik çağına gelen çocuklarını Batı'ya gönder­meyi seçmişti ve Kamal de buz gibi soğuk bir gecede, yanın­da anne babası olmadan Sicilya'ya gelmişti. Adadaki bir hay­li büyük Sih topluluğu ona kucak açmıştı. Söylediğine göre İtalya, Avrupa'da İngiltere'den sonra Sihlere kapılarını açan ikinci ülkeydi.
Hindistan’da Toplum
Smita bu hikayeyi gayet iyi anımsıyordu. Kocasının ha­tırlatmasına ihtiyacı yoktu. Burada, yaşadığı bu ülkede, te­cavüz kurbanlarının suçlu görüldüklerini çok iyi biliyordu. Bu ülkede kadına saygı duyulmuyordu, hele ki o kadın bir Dokunulmaz ise . . . Dokunmanın, hatta bakmanın bile yasak olduğu bu insanlara hiç utanmadan tecavüz etmek serbestti. Bu topraklarda borcu olan adamı cezalandırmak için karı­sına tecavüz ediliyordu. Evli bir kadınla ilişkiye giren ada­mı cezalandırmak için kız kardeşlerine... Tecavüz çok güçlü bir silahtı. Tecavüz en büyük kitle imha silahıydı. Bunun bir salgın olduğunu söyleyenler dahi vardı. Yakın geçmişte kom­şu köylerden birindeki köy meclisinin aldığı bir karar, gaze­te manşetlerinde yer almıştı: İki genç kız, üst kasta mensup evli bir kadınla kaçan ağabeylerinin işlediği bu suça karşılık, köy meydanında çırılçıplak soyulup tecavüz edilme cezasına çarptırılmıştı. Meclisin verdiği ceza, köy halkının gözü önün­de uygulanmıştı.
Hindistan’da kadın
Smita içini ürperten o rakamı duymuştu: Ülke genelinde her yıl iki milyon kadın öldürülüyordu. Her yıl iki milyon kadın hiç kimsenin umurunda olmadan erkek barbarlığının kurbanı oluyordu. Bu durum dünyanın da umurunda değildi. Bütün dünya onlara arkasını dönmüştü.
Reklam
19 öğeden 21 ile 19 arasındakiler gösteriliyor.