Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Hindistan’da Dul olmak
Lackshmama, küçük yaştaki iki oğluyla Delhi'nin güneyinde bulunan ve "beyaz dulların şehri" olarak tanınan Vrindavan'a gidiyordu. Kocası birkaç ay önce gripten ölmüştü. Kocasının ölümünden sonra ailesi onu birlikte yaşadıkları evden kovmuştu. Lackshmama üzüntüyle ülkedeki dulların yaşadıkları korkunç kaderi anlattı:
Sayfa 124Kitabı okudu
Hindistan’da kadın
Smita içini ürperten o rakamı duymuştu: Ülke genelinde her yıl iki milyon kadın öldürülüyordu. Her yıl iki milyon kadın hiç kimsenin umurunda olmadan erkek barbarlığının kurbanı oluyordu. Bu durum dünyanın da umurunda değildi. Bütün dünya onlara arkasını dönmüştü.
Reklam
Hindistan’da Toplum
Smita bu hikayeyi gayet iyi anımsıyordu. Kocasının ha­tırlatmasına ihtiyacı yoktu. Burada, yaşadığı bu ülkede, te­cavüz kurbanlarının suçlu görüldüklerini çok iyi biliyordu. Bu ülkede kadına saygı duyulmuyordu, hele ki o kadın bir Dokunulmaz ise . . . Dokunmanın, hatta bakmanın bile yasak olduğu bu insanlara hiç utanmadan tecavüz etmek serbestti. Bu topraklarda borcu olan adamı cezalandırmak için karı­sına tecavüz ediliyordu. Evli bir kadınla ilişkiye giren ada­mı cezalandırmak için kız kardeşlerine... Tecavüz çok güçlü bir silahtı. Tecavüz en büyük kitle imha silahıydı. Bunun bir salgın olduğunu söyleyenler dahi vardı. Yakın geçmişte kom­şu köylerden birindeki köy meclisinin aldığı bir karar, gaze­te manşetlerinde yer almıştı: İki genç kız, üst kasta mensup evli bir kadınla kaçan ağabeylerinin işlediği bu suça karşılık, köy meydanında çırılçıplak soyulup tecavüz edilme cezasına çarptırılmıştı. Meclisin verdiği ceza, köy halkının gözü önün­de uygulanmıştı.
sihler
Sih dinine mensuptu ve Sihlerin maruz kaldıkları zulüm nedeniyle doğup büyüdüğü Keşmir şehrini yirmi yaşında terk etmişti. 1984 yılındaki olaylar sırasında Hint ordusunun, ba­ğımsızlık taraftarlarını kanla bastırması ve Sihleri Altın Ta­pınak'ta katletmesinden beri yaşamları tehdit altındaydı. Pek çok aile yetişkinlik çağına gelen çocuklarını Batı'ya gönder­meyi seçmişti ve Kamal de buz gibi soğuk bir gecede, yanın­da anne babası olmadan Sicilya'ya gelmişti. Adadaki bir hay­li büyük Sih topluluğu ona kucak açmıştı. Söylediğine göre İtalya, Avrupa'da İngiltere'den sonra Sihlere kapılarını açan ikinci ülkeydi.
Merkez Hindistan’ın Chhattisgarh yöresinde ormanda yaşayan The Deer Horn Muria kabilesinin “Ghotul” adı verilen, genç kız ve erkeklere şarkı, bilgi, kabile dansı ve seks öğreten bir festivali vardır. Gece olduğunda törensel orgiler düzenlerler. Kızlar doğal bitkisel bir doğum kontrol likörü içerek hamilelikten korunurlar ve her gece farklı bir seks partneri seçerler. Eğer bitkisel içecek işe yaramaz ve kız hamile kalırsa, tüm köy bebeği sahiplenir ve kimse babasının kim olduğunu bilmez.
Hint ormanları ...
Artık kırık dökük teknelerle denize açılmak, hele Hind denizlerini geçip Basra'ya veya Mısır'a gitmek de imkansızlaşmıştı. Zira Portekiz kâfiri yolumuzu gözlüyor ve denize açılmamızı bekliyordu. Karadan seyahat şıkkını tercih etmeye mecburdum. Surat Limanından Gucarat sultanlığının taht şehri olan Ahmedâbâd'a hareket ettim. Çampaner yoluyla Hind ülkelerinin içerilerine doğru daldım, öyle ormanlardan geçtik ki, ağaçlarının ucu güya semaya değerdi. Bir kanadının ucundan diğer kanadının ucu 14 karış gelen yarasalar gördük. Bir tek ağaçta o kadar yarasa vardı ki, sayılması imkânsızdı. “Tuba ağacı” denen ulu ağaçlar vardı ki, gölgelerinde bin adam barınabilirdi. Papağanların haddi hesabı yoktu. Fakat en çok görünen hayvan maymunlardı. Bir yerde konakladığımız zaman, binlerce maymun etrafımızı çeviriyordu. (Yıl 1554-55 - SB notu)
Reklam
321 syf.
7/10 puan verdi
Yazardan və Hindistan haqqında oxuduğum ilk kitab idi amma yazarın təsvirinə, hissləri bu qədər detalları ilə göstərməsinə heyran qaldım. Brima oxuduğum ən güclü qadınlardandır. Hekayənin müsbət sonluqla bitməsini görmək istədiyim üçün mütləq kitabın ikinci hissəsini oxuyacam.
The Space Between Us
The Space Between UsThrity Umrigar · Harper Perennial · 20072 okunma
91
Küçük, kahverengi Hindistan sigaralarına Beedie deniyor. Gayet hoş, katranlı bir tadı vardı.
Sayfa 241 - parantezKitabı okudu
Hindistan yine bildiğiniz gibi (1872)..:)
Üzerinde, değişik yoğunluklarda dağılmış olarak, yüz seksen milyon kişi yaşamaktadır.
AHLAK ÜZERİNE Bilginin önünde taçlı başlar bile saygı ile eğilmeli. Bilgi, bölüşüldükçe artan hazine. Kudret sağlar, mutluluk sağlar, ün sağlar sahibine. Ne çalınabilir, ne yokedilir. Saltanatlar fani, bilgi ebedîdir. ... Kötü, bilgili de olsa kaç. Yılanın başına bir mücevher taç oturtmuşsun, zehiri azalır mı? Başa çıkılmaz kötülerle; her meziyete kulp takarlar... Utangaç mısınız, sünepe derler. Dindarlık, yobazlıktır onlara göre. Faziletiniz, bir gösteriştir. Adınız duygusuza çıkar, kahramansanız. Beğenmezler ne yapsanız. Sabrınız miskinliktir. Belagatınız gevezelik. ... Bağışlarını kimse duymayacak; güler yüzle ağırlayacaksın her konuğu; iyilik yapınca susacaksın; toplantılarda başkasından gördüğün lütufları sayıp dökeceksin; ikbal seni şımartmayacak, herkesi saygı ile anacaksın... Faziletli olmak, keskin bir kılıca oturmak kadar güç. ... Altın meyvelerle yüklü dallar toprağa doğru eğilir. Alçalır rahmet dolu bulutlar. İkbal şımartmaz bilgeleri, yükseldikçe alçakgönüllü olurlar. Klasik Edebiyat / Bhartrihari / Ahlak Üzerine
Reklam
KADER Tüm saraylar çökecek Bharata, Her yükselişin sonu yuvarlanış. Ayrılık vuslatın gölgesi, baharın kış. Hepimiz toprağa karışacağız, Dallardan dökülen meyveler gibi. Ve zaman, mermeri kemiren ağız. Neden başkaları için yas tutmak... Talihine ağla ağlayacaksan. Hayat bir su gibi akıp gidecek Korkuyla yumulan avuçlarından. Güneş doğar
KUYUDAKİ ADAM (Mahabharata hikâye ile, masalla, meselle dolu. Kuyudaki adam bir mecaz, ama sanıldığı gibi budizmden alınma değil. Bütün Hind'in tanıdığı bir mesel bu, dünyanın edebiyatlarına Hint'ten geçmiş). Koca ormanda tek başına idi Brahman. Önünde ağaçlardan bir duvar vardı. Bulutlarla öpüşen ağaçlar. İlerleyemiyordu artık.
Bilgeler buğday eler gibi elediler sözleri... Dost o zaman öğrendi dostluğun ne olduğunu Varlıklar sisteydiler, Bilen yoktu güzelliklerini Adları konuncaya kadar. Herkese vermez kendini Söz, Bir kadın gibi nazlıdır, Şair ister, bilge ister. Dostlar havuza benzer, Kiminin suyu çok, kiminin az. Kiminde ruhunuz yıkanır boydan boya, Kiminde elleriniz ıslanır. Kimi paçavra dokur kelimelerle Kimi şal. Kiminin dudaklarında zehirdir söz, Kiminin dudaklarında bal. Söze İlahi // Rig-Veda
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.