Okulda verilen ahlaki eğitimle, dünyanın kuralları arasında
bir uçurum olduğunu büyüdükçe daha iyi anladım. Okulda
öğretilen ahlaki değerlere sıkı sıkıya bağlı kalan biri alay konusu olur. Antika diye isim takarlar.
“Karıştırıcılar ne yaparsa yapsın, onlar halkların kardeşliğini bozamaz. Gerçi ayart, büyüden güçlüdür denir. Cahillik de her zaman başa büyük beladır...”
Sayfa 144 - Literatür Yayınları, 3. Basım, Nisan 2010.Kitabı okudu
İğrenç! Beni hasta ediyorlar. Düşün bak, o saf halimle yüksek makamlarda oturan, güzel evlerde yaşayan, eğitimli, banka hesaplarına sahip insanların değerli olduğunu hayal etmiştim ben de!
Affedecek bir şey olmadığı zaman affetmek kolay. Yaptığın hiçbir şeyin affedilmesine gerek yok. İnsan doğru olduğuna inandıkları ışığında, kendi inançlarına göre davranır ve elinden bundan fazlası gelmez.
Lacan bize cinsellikte aslında herkesin, hani denebilirse,
kendi işine baktığını anımsatır.
Elbette ötekinin bedeninin aracılığı söz konusudur, ama sonuçta zevk yalnız sizin zevkiniz olacaktır.
Cinsellik birleştirmez, ayırır. Çıplak olmanız, ötekinin bedenine yapışmanız bir imgedir,
düşsel bir tasarımdır.
Gerçekteyse, zevk sizi ötekinden
uzaklara, çok uzaklara götürür. Gerçek özseverdir, aradaki bağ düşseldir. Dolayısıyla, cinsel ilişki yoktur, diye bir sonuca varır Lacan.
"Kimsenin kendini düzeltmek gibi bir çabası olmadı, bana olduğu gibi kabullenmek kaldı sonra kimse kabullendiğim gibi bile kalmadı. e tabi döndü affetmeler vazgeçmelere, ben oldum hikayenin kötüsü. bu da hikayenin kısası."
“İlişki kesilen bir arkadaşla yeniden barışmak zayıflıktır. Bu zayıflığın cezası, bu arkadaş ilk fırsatta tam da ilişkinin kesilmesine neden olan şeyi yeniden, üstelik kendi vazgeçilmezliğinin bilincinde olarak daha pervasızlıkla yaptığında ödenir.”
Arthur Schopenhauer