Gün aydığında “Nefret ederim sabahlardan, nefret!” diye uyanıp; “ İyi geceler. Ben prensi olmayan bir Külkedisi’yim“ diyerek gününü sonlandıran bir genç kızın on iki saatte hayatına, heyecanlarına, korkularına, sıkıntılarına, duygularına, düşüncelerine tanık olduğumuz, genç kızın gözünü açıp kapattığı ana kadar onun yaşadığı kişisel ve toplumsal zorlukları kendi eleştirel bakış açısıyla birlikte analiz edip psikolojik tahlil yapabileceğimiz kısa bir roman. Bu kısacık romanda öyle çok yerde kendimi buldum ki Dazai yine beni tesiri altında bıraktı. Ve tekrar anladım ki karakterimizin de söylediği gibi; “Kitap okuma denilen şey benden koparılıp alınırsa, hiçbir hayat deneyimi olmayan ben ağlanacak halde olurdum galiba.”