Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
🦋 "𝑫𝒆𝒓𝒅𝒊𝒏 𝒉𝒆𝒓 𝒏𝒆 𝒐𝒍𝒖𝒓𝒔𝒂 𝒐𝒍𝒔𝒖𝒏 𝒂𝒎𝒂 𝒖𝒎𝒖𝒅𝒖𝒏 𝒉𝒆𝒑 𝑨𝑳𝑳𝑨𝑯 𝒐𝒍𝒔𝒖𝒏" 🦋
- Yeryüzünde olan herşey, fenâ bulacak; celal ve ikram sahibi olan Rabbın yüzü kalacak." (55/26) Meâline gelen bu âyet-i kerimelere göre, bu gün, peşinen ölmek gerek. Bu ölüm, irade ile olmalıdır. Bu ölüm hali, kimde meydana gelirse.. Hak'tan gayrı cümle eşyanın helâkini görür ve kendisi de yok olur. Bu yokluk, tam bir yokluktur. Fena fillah makamıdır. Orada Hakkın cemâlinden başka bir şey kalmaz.
Reklam
Bizim için Allah'la ilgilenmenin dışında bir şey söz konusu değildir.
Ama eğer, seven Allah olursa; sevgilinin O'na vereceği emir Tanrı onu sevdiği ve onu hatırladığı için dua ve yakarış olur. Ayrıca bazı şeyleri de sevmez, o zaman O'na olumsuz ifadeyle dua eder, yalvarır, şöyle ki: «Rabbimiz bizi doğru yola ilettikten sonra, kalblerimizi ondan saptırma...» (Kur'an, 3/8), «...Rabb'imiz bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi, ağır yükler yükleme. Rabbimiz bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme!»
Hz. Muhammed'di, selat ve selam onun üzerine olsun! Dolayısıyla «Kuran ehli, Allah ehlidir.» diye buyurmuştur. Allah onları sevenlerin en sevilenleri diye nitelemiştir.Aşık Sevgilisinin sevdiği şeylere uygun davranmalıdır.
Gene bir hadiste şöyle buyuruluyor: «Kim ölümle Allah'a kavuşmayı isterse, Allah da onunla kavuşmayı ister. Kim Allah'a kavuşmaktan nefret ederse, Allah da onunla kavuşmaktan nefret eder.»
Reklam
Öyleyse şunu bil ki, hiç kuşkusuz Allah âlemi son derece muhkem ve son derece güzel bir konumda yaratmıştır, tıpkı, İmam Ebu Hamid el-Gazalî'nin dediği gibi: «imkân dahilindeki bütün gerçeklikler içinde, bu âlemden daha güzel, daha eşsiz bir şey yoktur.»
Hakk aşıkları nezdinde, müşahede edilen yalnızca Allah'tır. Her gözden görülen, her dilden konuşulan, her kulaktan duyulan sadece O'dur. Arifler O'nu böyle bilirler. O da aşıklara bu hakikatle tecelli eder.
Bir kudsî hadiste Yüce Allah şöyle buyuruyor: «Bana bir karış yaklaşana, Ben bir kulaç yaklaşırım. Eğer kulum Bana yürüyerek gelirse, Ben ona koşarak giderim.»
«O'ndan ayrılmak nasıl mümkün olur, nerde? O'ndan başka biri yok ki Evrende.»
Reklam
Işk
Kur'an'da hikaye edildiği gibi, Züleyha buna yakalanmıştı. Bir gün, damarını kesti; kanı yere damladı ve toprağın üstüne «Yusuf! Yusuf!» diye yazdı defalarca. Çünkü sevgilisinin adını anma, damarlarındaki kana karışmıştı. Aynı şekilde, Hallâc hakkında da buna benzer şöyle bir şey anlatılır: Kesilen organlarından akan kanla toprağın üstüne «Allah! Allah!»diye yazılmıştı. Bunun üzerine, Allah O'na rahmet etsin, şu dizeleri söylemişti. «Uzuvlarım kesilmiş, mafsallarım sökülmüş, ne çıkar! Her birinde Senin Adın anılır Rabbim! Senin Adın yazılır!»
İlâhî sevgi: Allah'ın bize duyduğu sevgidir. Ayrıca bizim Allah'a duyduğumuz sevginin de ilâhî sevgi olduğu kabul edilir. Ruhanî sevgi: sevenin sevgilisini razı ve hoşnut etmeye çalıştığı sevgidir. Sevgilisine karşıt olabilecek hiçbir şey kalmaz onda, ne garaz ne de irade. Dahası, seven, bütünüyle sevgilisinin ira-desine bağlı kalır. Tabiî sevgi ise; tamamen, bütün arzularını tatmin etme yolunu araştıranların sevgisidir. Onun bu çabası, sevgilisinin hoşuna gitsin ya da gitmesin, hiç önemli değildir. Bugün insanların çoğu bu sevgi üzerinedir.
Sevgi de böyledir: Hiç kimse kendi Yaratıcısından başkasını sevmez. Fakat Zeyneb'in, Suad'ın, Hind'in ve Leyla'nın sevgisiyle, ya da bu dünya sevgisiyle, ya da para ve makâm hırsıyla ya da bu âlemde sevilen şeylerin sevgisiyle Allah gizlenmiştir. Şairler bütün sözlerini yaratıklar üzerine harcadılar ve O'nun hakikatini tam anlamıyla bilemediler. Arifler ise, duydukları her şiirde, her bilmecede (lügaz), her methiyede ve her gazelde (tegazzül), şekillerin ve suretlerin perdesi arkasından sadece O'nu görürler. Bütün bunların sebebi, Tanrı'nın Kendinden başkasının sevilmesini kabul etmediği, ilahi kıskançlıktır.
Eğer aşığın sevgisinde, sevgilisinden başkasını düşünmeye fırsat verebilen bir akıl ya da bir akıl yürütme varsa, o sevgi saf ve gerçek değildir. O ancak nefiste (insanda) geçici bir durumdur. Kimileri bu tür bir sevgi hakkında şöyle demiştir: «Akıl ile idare edilen sevgide hayır yoktur.»
Beşeri sevgiler ulaşıldığı zaman biter. Baki olan ise Hakk'a yakınlaştıkça gönülde inkişaf etmeye başlar. Gönül, ancak aşk-ı Sübhan ile inşa olur. İnsan bütün beşeri zorlukların üstesinden ancak aşk ile gelebilir. Bu manada aşığın sermayesi aşk-ı Sübhandır.
468 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.