Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
Pek çok durum için usul saçmalıktan başka bir şey değildir. İnsan bazen usul dışı, dostça, konuşur ve bu çok daha yararlı olur.
İnsanlar bin bir türlüdür ve her biri için özel bir uygulama geliştirmek gerekir.
Reklam
Şu sanal alemin her şeyine darıldım :)
Yüz yüzeyken iki kelimeyi bir araya getiremeyen ve içinden "bu malı nerden buldum" dediğiniz insanlar sosyal medyalarda laf cambazı olup çıkıyor. İletişim böyle bir şey değil ya :) vallahi bak.
...insanlarla iletişim kurmak çıkarlarına uymadığından değil. Tehlikeli olan, insanların göstereceği tepkiydi.
Sayfa 91 - Can Çocuk YayınlarıKitabı okudu
Dünyadaki bütün terslikler kasıtlı ya da kasıtsız, aceleye getirilerek söylenmiş birtakım yalan yanlış sözlerden kaynaklanıyordu.
Reklam
İletişim kurmak çaresizlik bu dünyada. Bilmiyorsan, yenilirsin.
Sayfa 12 - Dokuz YayıncılıkKitabı okudu
Dünyadaki en iyi anlamlandırma ustası, insandır. Zihinde çok kelime olmasından ziyade, anlamlı ve planlı bir şekilde yerleştirilmiş olması daha mühimdir. İçinde lügatler dolusu kelime olan; ancak haktan ve hakikatten yana kelimeler yüklü olmayan bir beyin, yalan ve algı makinesinden farksızdır. Bu aynı zamanda neden anlaşamadığımızın da cevabıdır. Zıtlıklarla yaşadığımız şu dünyada, zihinlerde aynı kelimeler olsa bile aynı şeyi mi anlıyoruz?
İbn Tufeyl'in Robinson tarzı kitapların da menşei olan, bütün dünyada meşhur eseri Hay bin Yakzan'ı bilirsiniz. Hay, ıssız bir adada anne ve babası olmadan büyüyor. Hay, hayvanlana ber arkadaş olup hiç insan görmeden yetişkin hale gellyor. Dikkat çeken yer ise onun dili nasıl öğrendiğidir. Bir başına da olsa kendince bir anlaşma vasıtası yani dili geliştiriyor, çünkü bir şekilde konuşmak zorunda. İleri yaşlarda, adaya gelen ilk kez gördüğü insanların da dilini öğreniyor. İbn Tufeyl, bu hikaye ile bir şeyler anlatmak ister. İnsanın bütün gayretinin kendi iradesiyle, hakkı ve hakikati bulmaya yönelik olarak yaratılmış olduğunu göstermektir. Bunun içine dil de dahildir.
Reklam
Kon-uş-mak
Türkler, evvela her kavim gibi göçebe bir hayat sürdüler. Yani yerleşik hayata bazı kavimlerden sonra geçtiler. Konar-göçer diye vasıflandılar. At sırtında bozkırlarda, yaylalarda oba oba, öbek öbek oradan oraya yurt aradılar ve kondular. Muhabbet edebilmesi için göçün bir yere konması gerekir. Zira göçte herkes teyakkuz halindedir. Ancak bir yere konduklarında, orayı yurt tutup konak eylediklerinde istişare maksatlı konuşmalar şekillendi. Yani sohbet için iki taraf da konmalı ki, muhabbet hasıl olabilsin. Böylece kon-mak fiili anlam genişlemesi ile “kon-uş-mak" fiili haline gelir. Mesela, komşu kelimesini de bu minvalde düşünebiliriz. Beraber, yakın olanlar için “komşuluk" tan söz edilebilir. Birbiriyle konuşanlara “komşu" demek hiç de zorlama bir mana olmaz.
224 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 saatte okudu
İyi niyet, doğru sözün başlangıcıdır.
Öncelikle kitabın içeriğinden, ana temasından, dilinden ve anlatımından bahsedeyim. Kitabın içeriği ve ana teması, adında da geçtiği üzere doğru konuşmak. Kitabın söylediği gibi söyleyecek olursak; yalan konuşmamak. Kitap, her türlü durumda doğru sözü yani yanlış olmayan sözü, dürüst olan sözü nasıl söyleyebiliriz üzerine yoğunlaşmış. Doğru sözü,
Zıtlıklar Karşısında Doğru Söz Söyleme Sanatı
Zıtlıklar Karşısında Doğru Söz Söyleme SanatıÜmit Yüksel · İnsan ve Hayat Kitaplığı · 2020280 okunma
Yapmış olduğum bütün yanlışlar, tanık olduğum bütün saçmalıklar, işlediğim bütün hatalar düşünmeden davranmış olmamın sonucudur. -Anonim
Sayfa 24 - Boyner Yayınları
970 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.