k
Kanaat
0 üyeTakip
"Nân-ı huşk ile kanâat gibi bir ni'met mi var
Künc-i istiğnâ gibi bir kûşe-i rahât ma var"
~Yahyâ
[Kuru ekmekle yetinmek gibi nimet de yok, “bu bana lâzım değil” demek gibi rahat da...]
Sayfa 145
“Be-deryâ der menâfi' bî-şomârest
Eger hâhî selâmet der kenârest”
[Deniz türlü türlü zenginliklerin kaynağıdır (inci, mercan, balık, tuz vs.) ve pırıltısı ile dalgaları ile câziptir. Ancak selâmet istiyorsan kıyıda kal, ayağın yere değsin. Çünkü deniz ne kadar çekici ise bir o kadar da tehlikelidir.]
Hayat tecrübeleri de bize gösteriyor ki kanaatin esas alındığı, gösterişsiz bir hayat dışarıdan görülenin aksine huzurlu ve rahattır.
Sayfa 144
Halbuki Şark'ta iyinin hudutları bellidir. Biraz evvel de söylediğim gibi bir lokma, bir hırka ile başlar. Ve çok zaman orada kalır. Kanaatkârlık elbetteki kaybedilmemesi lazım gelen hasletlerden biridir. Ama icabettiği zaman kanaatkár olmasını bilmeli. Topraklar bomboş dururken bir avuç tarlayı ekerek benim ihtiyacımı bu kadarı karşılar deyip oturan, daha fazlasını istemeyen, fakirlikten kurtulamaz. Kıt kanaat bir geçime razı olan daha fazlasına ulaşamaz.
Helal ile yetinmek
Peygamberimiz(s.a.v)'in zengin olma imkanı varken, refah bir hayat yaşamadı. O, Kutlu Nebi(s.a.v) sadeliği seçti.
Kapısına nöbetçi dikmedi. Hizmetçi tutmadı.
Sadelik O' nun(s.a.v) sünnetidir..
Önemli olan aza kanaat etmektir. Verene, alana, imtihan edip kendini hatırlatana bin şükür..
İnsanlardan bir beklenti içinde olmamaksa ancak kanaat ile sağlanır. Kanaatkâr olan kimse insanlara ihtiyaç duymaz. Onlara ihtiyaç duymayınca da kalbi halkla meşgul olmaz. İnsanlar katında bir yeri olması kendisince bir anlam ifade etmez. Makam ve şöhret düşkünlüğünden kurtulabilmek ancak kanaatle ve umut bağlamamakla sağlanır.
